Polisiye romanlar kraliçesi Agatha Christie'yi ve romanlarını üç aşağı beş yukarı hepimiz tanırız. İstanbul'a geldiğinde Pera Palas Oteli'nde kaldığından tutun da,
Doğu Ekspresi'nde Cinayet romanını burada yazdığına kadar pek çok detaya da hakimizdir. Ancak yine de çoğumuzun pek de haberdar olmadığı bir yanı daha var Christie'nin; Mary Westmacott takma adıyla yazdığı 'aşk romanları' serisi. Altın Kitaplar, bu farklı diziyi de basmaya başladı; bunlardan biri
Sensiz Bir İlkbahar. Christie'nin ünlü dedektif kahramanı Hercule Poirot'nun tarzında bir iz sürecek olursak eğer
Sensiz Bir İlkbahar ile Christie'nin kendi özel hayatı arasında benzerlikler yakalayacakmışız gibi görünüyor. Christie, 1914'te ilk evliliğini Archie Christie ile yapmıştı. Çift birbirlerine ne kadar âşıktı bilinmez ama ilk başlarda birlikte hoşça vakit geçiriyorlarmış. Ancak 1926'da Christie hiç beklemediği bir haberle sarsılmış. Kocası, bir başkasına âşık olduğunu itiraf edip boşanmak istediğini söylemiş ve sevgilisini alarak bir hafta sonu tatiline gitmiş. İşte ne olduysa da bundan sonra olmuş ve Christie, evden ayrılarak tam 11 gün boyunca kayıplara karışmış.
AŞK, EVLİLİK VE AİLE
Pek çokları onun bu davranışını, kocasının onu öldürdüğü gibi bir dedikodu çıkarmak için yaptığını dahi düşünmüş. Bir polisiye kraliçesinden de beklenmeyecek davranış değil! Bir-iki sene sonra çift boşanmış. Ve aslında bu Christie için hayırlı da olmuş. Çünkü 1930'da, ölene dek evli kalacağı ikinci kocasıyla mutlu bir evliliğe adım atmış. Romanlarına da esin kaynağı olacak seyahatlere çıkmış. Bu arada onunla da
Sensiz Bir İlkbahar'ın da geçtiği Bağdat'ta tanıştığını ekleyelim ve yeniden kitaba dönelim. Daha önce de söylediğim gibi Christie, başka bir adla kaleme aldığı bu dizide bir polisiye yazarından beklenmeyecek denli farklı konulara dalıyor, aşktan, evlilik hayatından, aile yaşamından bahsediyor.
Sensiz Bir İlkbahar bu dizinin orijinal ilk kitabı değil, ancak belki de en vurucu olanı... Romanda, Irak'ta yaşayan kızını ziyaretten dönen orta yaşlı bir İngiliz kadının trenini kaçırdığı için çölün ortasındaki bir handa zorunlu bekleyişi sırasında kendi iç yolculuğuna çıkışı anlatılıyor. İlk başta son derece güçlü, sağlıklı ve belki biraz aşırı 'düzgün' bir kadın gibi tanıdığımız Joan Scudamore, burada hiç beklemediği bir şekilde karşılaştığı eski bir kız arkadaşıyla ettiği sohbetin ardından, aslında yaşamının hiç de sandığı gibi olmadığını fark etmeye, geçmişi, çevresi ve en önemlisi de kendisiyle yüzleşmeye başlıyor. Görünürde mutlu bir aile yaşamı vardır. Kendisini aile yaşamına ve görevlerine adamıştır. Köklü bir aileden gelen sadık kocası avukattır ve hali vakti yerindedir. Üç çocuğunu her zaman en doğru şekilde yetiştirmeye özen göstermiştir. Ancak Joan, anılarında geçmişe yolculuğa çıktıkça, aslında pek çok şeyi yanlış anladığını, birçok bariz detayı görmezden gelip bilinçaltına hapsettiğini fark eder. Geçmişindeki flu kalmış ayrıntıları hatırlar. O, aynen içinde bulunduğu çöl kadar yalnız bir kadındır. Ve aynı o çöl kadar duyarsızdır da bir yandan...
Sensiz Bir İlkbahar, bir polisiye yazarından beklenmeyecek ölçüde bir psikolojik derinliğe sahip bir roman. Zaten Christie'nin kendisi de bu kitap için anılarında bizzat "İşte şimdi her açıdan içime sinen, yeterince samimi ve tüm anlatmak istediklerimi anlatabildiğim bir kitabı yazdım böylece. Bir satırını dahi değiştirmek istemiyorum. Beni tam anlamıyla tatmin eden bir kitap. Hep böyle bir kitap yazmak istemiştim," demiş.
ELEŞTİRMENLERDEN ÖVGÜ
Kitap her ne kadar Christie klasikleri kadar bir başarıya erişmese de pek çok eleştirmen tarafından hakkında övgüyle bahsedilmiş. Hatta Christie'nin yalnızca bir çok satar yazarı olarak küçümsenemeyeceği, onun 20. yüzyılın en yetenekli edebiyatçılarından olduğu da söylenmiş. Adını Shakespeare'in bir sonesinden alan
Sensiz Bir İlkbahar, yalnızca kahramanını değil, okuyucusunu da kendisiyle yüzleşmek konusunda zorlayan bir kitap. Bense en çok bu hikayenin kalbinde yer alan aşk öyküsüyle Christie'nin hayatındaki benzerliği merak ediyorum. Acaba o da aynı kahramanı Joan gibi kocasının bir başka kadına aşık olduğunu hiç fark etmemiş ya da daha doğrusu fark etse de bilinç altına mı kilitlemişti? Acaba o da kendisini aynı Joan gibi bir an önce sevgi dolu bir aileye sahipken, bir an sonra bir çöl ıssızlığında mı hissetmişti?
Sensiz Bir İlkbahar
Agatha Christie/ Mary Westmacott Çeviren: Çiğdem Öztekin Altın Kitaplar Roman 238 s.; 15 TL