B
ilim insanlarına göre bundan 190 bin yıl önce başlıyor günümüz insanoğlunun tarihi... Antropolog Rula Baysan "Hepimiz homo sapieniz," diyor. "İnsanın ırkı yok; doğada ırk diye bir şey yok," sözleriyle ırkın tamamen kültürel bir terim ve tanımlama olduğu konusunda bilim dünyasının değil ama sokaktaki insanın ezberini bozan bir yaklaşım ortaya koyuyor. Bu tespit aslında, gazeteci yazar Metin Gülbay imzalı
Bir Toplum Mühendisliği Çalışması: Türk'ün Türk'ten Başka Dostu Yoktur isimli kitabın hem açılışını hem de çıkış noktasını oluşturuyor. Bir toplumun 'ırk'ını her şeyin üzerinde tutan bir yaklaşım ortaya koymasının sebebi nedir? Üstelik ırk, yalnızca kültürel bir olguyken... Sorunun kaynağı eski, çok eski... Göçebe bir toplumdan imparatorluğa, oradan imparatorluk enkazına dönüşen, büyük bir rüzgârın, 'modernleşmenin' önüne katılan ama bir o kadar içine kapatılan, sistemine 'ben ve öteki' kurgusu kodlanan bir toplum... Metin Gülbay, 'Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur,' mottosunu temel alarak, milli hisleri ayakta tutabilmek için üretilmiş söylemlere dikkat çekiyor; herkesi düşman olarak görme paranoyasının altında yatan nedenleri sorguluyor. Özünde toplumsal bir tahribata yol açan bu söylemin kaynağı, amacı ne? Gülbay, bu sorunun yanıtını Türkiye'nin çok önemli bilim ve kültür insanlarıyla gerçekleştirdiği söyleşilerde arıyor. Yrd. Doç. Dr. Rula Baysan, Ahmet Ümit, Prof. Dr. Arus Yumul, Em. Koramiral Atilla Kıyat, Prof. Dr. Aydın Uğur, Doç. Dr. Ferhat Kentel, Gündüz Vassaf, Prof. Dr. Mehmet Altan, Prof. Dr. Murat Belge, Murat Kapkıner, Oral Çalışlar, Osman Saffet Arolat, Serdar Kaya ve Prof. Dr. Yaşar Çoruhlu, Türkiye gibi çok kültürlü toplumlarda kendini gösteren tekleştirme politikasının alt metnini okurlarla paylaşıyor.Bu isimlerin vardığı ortak noktayı Em. Koramiral Atilla Kıyat özetliyor aslında: "Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur diyorsanız, demek ki maalesef Türk'ü dostu olabilecek bir ortama taşıyamamışsınız."
CESUR BİR SORGULAMA
Kitap ayrıca, Türkiye'nin ve dünyanın politik unsurlarına güncel bir bakış atıyor; anılar ve anekdotlarla, gizli kalmış kimi gerçeklerle sizi yüzleştiriyor. Türklerin tarihine ilişkin araştırmalarını kitabın son bölümünde toplayan Gülbay, Türk kimliğine bugünkü şeklini veren olay örgüsüne de ayna tutuyor.
Bir Toplum Mühendisliği Çalışması: Türk'ün Türk'ten Başka Dostu Yoktur, kaderci ya da gelenekçi yaklaşımlara 'karşı duruş' sergilemesi, farklı bir bakış açısı getirmesi ve öğrenilmiş çaresizliklerimizi eleştirmesi açısından dikkat çekici bir kitap. Daha da önemlisi, sorunların çözümü için yol gösterici oluyor. Yapıt, öncelikle Türk ve Müslüman olmayan kültürlere korkuyla bakmaktan vazgeçilmesi gerektiğini salık veriyor. Gülbay "Hatalarımızı telafi yoluna mı gideceğiz, sorunu erteleyerek insanların nefretini kazanmaya 'Zaten herkes bize düşman,' demeye devam mı edeceğiz?" diye soruyor. Eylemlerimizin öznesi olma eksikliğinin milliyetçilik suyunda pişirilerek giderilme çabasına vurgu yapan kitap, 'ırk' olmayı birçok niteliğin üzerinde tutan toplumlar için cesur bir sorgulama olarak raflardaki yerini alıyor.
TÜRK'ÜN TÜRK'TEN BAŞKA DOSTU YOKTUR
Metin Gülbay İthaki Yayınları, Araştırma - Söyleşi 328 s., 21 TL