Çocuklar için gülmek ne kolaydır; yaprak sallansa kıkırdarlar. Yaşam bir çocuğu boyundan büyük bir hüzünle karşılaştırdığında "Unutur, atlatır, daha küçük..." gibisinden bahanelerle avutur yetişkinler kendilerini. Ve hatta kimi zaman 'küçük' oldukları için çocukların duyguları da 'küçük' yaşadıkları yanılsamasına düşerler. 'Miş gibi' yapmaların imdada yetişeceğini zannederler. Mutluymuş gibi, canı yanmamış gibi, unutmuş gibi, hiç olmamış gibi... Oysa çocuklar yaşadıkları acıları unutmazlar, canlarının yandığının farkındadırlar ve hüznü layıkıyla yaşamanın özlemini duyabilirler. Hele hele ölüm gibi olabildiğince keskin bir acıysa yaşanan! Lucie önce annesini ardından da anneannesini kaybetmiş, sekiz yaşında bir kız çocuğu. Annesinin ölümüyle birlikte depresyona giren babasının ona bakamayacağını fark eden anneannesi Lucie'yi yanına alıyor ve nine-torun kayıplarının yarasını yaşadıkları çiftlikteki doğanın onlara sunduğu huzur yardımıyla sarmaya çalışıyorlar. Bunu tam becermişlerken bu kez de anneannenin ölümüyle Lucie çok sevdiği çiftliği bırakıp babası, üvey annesi ve yeni doğan kardeşiyle birlikte yaşamaya şehre gelmek zorunda kalıyor. "Anılar çok tuhaf. Bazen beni ağlatıyorlar. Bazen mutlu ediyorlar. Bazen de her ikisi birden oluyor," diyor Lucie ve anılarıyla baş başa kalmaya, bugünü yaşamamaya karar veriyor. "Hayat grevi yapıyorum... Artık iyi zaman geçirmek istemiyorum," diyerek kendisini odasına kapatıyor. Hüznünü ve öfkesini doya doya yaşamak istiyor, kimsenin 'miş gibi' yapmasına izin vermeyeceğini açık seçik belli ediyor. Lucie'yi hayata döndürmek için ikna etmeye çalışan babası ona 'bir şey elde etmek için' grev yapıldığını hatırlatıyor. Oysa Lucie istediği şeyi elde edemeyeceğini biliyor; ne de olsa ölüme çare yok. Peki ya yaşama? Tüm zorluklarına rağmen yaşamak, zorlukların içinde minik yaşam pırıltıları yakalamak ölümden daha dayanılmaz olabilir mi? Bazen bir kuşun tatlı şarkısı, bazen bir kardeşin minicik parmağı; bizi yaşama neyin geri döndüreceği hiç belli olmaz. Ama bir çocuğu içinde kıvrandığı sıkıntılarından çıkarmak için besbelli bir yetişkinin sağduyulu ve kararlı adımları gerekir. Tıpkı Lucie'nin üvey annesinin yaptığı gibi.
KİRAZ'IN ŞARKILARI
Amelie Couture Resimleyen: Marc Boutavant Çeviri: Bahar Siber İletişim Yayınları 71 s., 8 TL