'Kargalar' adlı son albümüyle hayranlarıyla buluşan Özlem Tekin; çalışmaları nedeniyle Bodrum-İstanbul arasında mekik dokuyor. Ünlü şarkıcı; müziğe, ilişkilere ve hayata bakışını Harper's Bazaar dergisinden Buket Cengizalp'e anlattı:
İnsanlar yaşınız ilerledikçe sizden daha olgun davranmanızı bekliyor. Benden böyle bir şey beklemesinler çünkü ben tam aksine 35 yaşımdan itibaren daha da çılgın oldum.
Bodrum'da yaşamaktan gayet memnunum. İşime çok rahat gidip gelebiliyorum. 'Güney'e yerleşti ve inzivaya çekildi' gibi yanlış bir algı olmasın; burada da hayatın içindeyim. Provalarıma gidip geliyorum; yani bir saatlik bir uçuş mesafesiyle, Anadolu Yakası'na geçmekten daha kolay bir şekilde gidebiliyorum İstanbul'a. Hatta ofise gider gibi, sabah gidip akşam döndüğüm de çok olmuştur. Buradaki temiz hava ve huzur, başka nerede olabilir ki...
İşimde disiplinli, planlı hareket etmeyi seviyorum. Hayatımdaki birçok şeye, duygusal iniş çıkışlara karşı da ayakta durmaya çalışırım ve dururum da.
RUTİNİ SEVMEM
Ailem de Ankara'dan gelip Bodrum'a yerleşti; çok yakın oturuyoruz. Onlarla vakit geçirmek bana çok iyi geliyor. Birbirimize bağlı bir aileyiz.
Uzun süre sabit kalamıyorum. Sporu çok seviyorum ama üç aydır alçıda olan bacağım yeni iyileştiği için bu aralar pek spor yapamıyorum. Spor müthiş bir şey; ben derslerde kahkahalarla güldüğümü hatırlıyorum. Mutluluk hormonu serotonin, sporla bolca salgılanıyor.
Yaşamımın rutine girdiğini hissettiğim anda, hemen daha önce denemediğim bir şeyi denemeye teşvik ederim kendimi. Bu tür şeyler insanı çok zinde ve uyanık tutuyor. Mesela her hafta Bodrum'a gitseniz, oranın güzelliğini görmemeye başlarsınız. Dolayısıyla her hafta sonu burada olacaksam da, her seferinde başka bir aktivite yapmam gerek; işte hayat!
İÇİMDEN GELDİĞİ GİBİ KONUŞUYORUM
Bodrum'a yerleştiğimden beri daha sık beste yapıyorum. Albüm yeni çıktı sayılır ama şimdiden yeni albüm için birçok beste hazır sayılır. Verimliliğim ve yaratıcılığım daha da arttı Bodrum'da.
Oyunculuğu çok seviyorum ama bu konuda işlerin çok fazla peşine düşmüyorum. Ben yalnızca beste yapmanın peşine düşerim. Onun dışında, hayat karşımıza ne çıkarırsa o.
Şaka yapmayı çok severim, sanırım insanlar da benim bu yapımı seviyor. Televizyonda program yaparken de böyleydim. Basmakalıp laflar yerine içimden geldiği gibi konuşmam, çevremdekilere samimi geliyor sanırım.
AŞKIN ZAMANINI KİM BİLEBİLİR Kİ?
İki yıl önce boşanan Özlem Tekin, aslında evliliğin ona göre olmadığını söylüyor: "Evlenince insanda biraz ağırlık oluyor. Karakterdeki olgunlaşmadan bahsetmiyorum; yer çekimine uğruyorsun sanki. İşte o durum bana göre değil pek. İlişki bitince insan bir yılda ancak toparlanıyor. Bir şeye üzülünce, ama sonuna kadar üzülünce, daha kolay geçiyor inanın. 42 yaşındayım ve benim tecrübem budur. Hatta üzülmek için bahaneler yaratacaksın kendine; anılar, fotoğraflar... Ondan sonra geçer, gider. Naçizane benim tecrübem böyle. Tabii karakter de var işin içinde; herkesin karakteri doğrultusunda olaylara olan tepkisi farklı oluyor. Şu an hayatımda aşk yok ama ne zaman ne olacağını kimse bilemez, öyle değil mi?"
