Başkan Obama, ABD'nin yeni ve kapsamlı nükleer stratejisi için son kararını verirken, üst düzey yardımcıları onun Amerika'nın nükleer bomba stokundan binlerce silahı eksilteceğini söylüyor. ABD'nin nükleer silahı ilk kullanan ülke olmayacağı ve ancak saldırı karşısında kullanacağını deklare etmesi için çağrılar yapılıyor. Yardımcıları, ABD yönetiminin bu çağrıları reddettiğini belirtiyor. Obama'nın, Bush yönetimine ait girişimlerin iptaline ya da değişmesine yol açacak ve her yeni başkanın kendisine göre yenilediği nükleer stratejisi, neredeyse tamamlanmış Nuclear Posture Review (Nükleer Tavır Raporu) adı verilen belgede yer alıyor. Yardımcılarının söylediğine göre, Savunma Bakanı Robert M. Gates 1 Mart tarihinde belgedeki hâlâ tartışılan konular üzerine belirli alternatifler sunduğunu belirtiyor. Bunlar arasında en başta, soğuk savaş döneminden bu yana nükleer caydırıcılık konusunda en önemli unsur olan, ABD'nin hangi koşullar altında nükleer silah kullanıp kullanmayacağı sorusu. Obama'nın nükleer silahlar ile ilgili kararları, onun savunma politikalarına karşı eleştirilerin yoğunlaştığı bir döneme denk geliyor. Bazıları, Obama'nın dünya genelinde nükleer silahların ortadan kaldırılmasını desteklemesinin, özellikle de İran ve Kuzey Kore gibi ülkelerden nükleer tehdidin arttığı bir dönemde, saf ve tehlikeli olduğu yönünde. Ancak Obama'nın birçok destekçisi de, onun son bir yılda aşırı ihtiyatlı davranmasından endişe duyuyor. Onların korkusu ise Obama'nın şu anki nükleer stratejiyi olduğu gibi saklaması. Şimdiki belge, biyolojik ya da kimyasal bir saldırı olduğu takdirde nükleer silahı olmayan bir ülkeye karşı bile nükleer silah kullanma ihtimalini açık tutuyor. Üst düzey yöneticiler, konuyla ilgili yarım düzineden fazla tartışmaya katılan askeri yetkililer ve Beyaz Saray'a dışarıdan danışmanlık yapan stratejistlere göre, yeni stratejinin birçok unsuru tamamlanmış durumda. Bu yetkililere göre yeni strateji, ABD'nin yeni nükleer silah geliştirmeyeceğini taahhüt ediyor. Ancak Obama daha küçük bir nükleer silah stokunun güvenirliliğini garanti altına almak için, ülkenin silah laboratuarlarına milyarlarca dolar yatırım yapılacağını açıkladı bile. Başkan Yardımcısı Joseph R. Biden Jr, şubat ayında yaptığı bir açıklamada, olan nükleer silahların güvenirliliğinin arttırılmasının, gereksiz olanların yok edilmelerini kolaylaştıracağını açıkladı. Bu konuda resmi açıklama yapmalarına izin verilmeyen bazı yetkililer, müttefiklerle gayri resmi yollarla yapılan görüşmelerde, ABD'nin Avrupa'da konuşlanmış taktik nükleer silahlarını geri çekip çekmemesi konusunun konuşulduğunu söylüyor. Bu silahlar savunmadan ziyade siyasi güvence sağlıyorlar. Bu silahların Almanya, İtalya, Belçika, Türkiye ve Hollanda'da konuşlandığı düşünülüyor. Yeni belge aynı zamanda, ABD'yi nükleer olmayan savunma araçlarına yönlendirecek. Bunların çoğu, füze savunma sistemlerine dayanıyor ve Basra Körfezi'nin vuruş menzili içine alıyor. Bu sistem İran'dan gelebilecek tehditlere odaklanıyor. Obama geçenlerde "Dört Yıllık Savunma Değerlendirmesini" yayınladı. Bu raporun içinde "Prompt Global Strike" (Acil Küresel Saldırı) olarak adlandırılan ve içinde ABD'den fırlatılıp herhangi bir yerdeki hedefi bir saatten daha az bir zaman içinde vurabilecek, yeni model nükleer olmayan silahlara destek verileceği yer alıyor. Ancak Obama'nın karşı karşıya kaldığı en büyük soru, Amerika'nın nükleer stokunun amacını nasıl anlatacağı. Senato İstihbarat Komitesi'nin Başkanı Senatör Dianne Feinstein önderliğinde bazı Demokratlar, Obama'dan ABD'nin nükleer stokunun tek amacının nükleer bir saldırıya karşı caydırıcı olması olduğunu deklare etmesini istiyorlar. Ancak Pentagon ve Beyaz Saray'dan birçok yetkili, ABD'yi biyolojik ve kimyasal silahlarla tehdit eden düşmanlarına veya teröristlere nükleer malzeme verebilecek ülkelere karşı nükleer silah kullanma seçeneğinin açık tutulması gerektiğini söylüyorlar. Yeni stratejinin merkezinde, nükleer silahların yaygınlaşmasına karşı işbirliği ve sayılarının azaltılması var. Bu tip politikalar Bush yönetimi tarafından reddedilmişti. Obama'nın yeni ve nükleer olmayan Prompt Global Strike silahlarına olan desteğinin tartışmalara yol açacağı kesin. Pentagon ve orduda yeni silahlara destek verenlere göre bu sistem hem nükleer silahların verdiği caydırıcılığı yaratacak hem de nükleer bir savaş tehlikesini önleyecek. Sonuç olarak yönetim nükleer, biyolojik ya da kimyasal silahlara sahip ya da geliştirmeyi umut eden ülkeleri, nükleer seçeneğine başvurmadan, caydırabileceğine inanıyor.
