Sarık takmak cesaret ister. Gerçekten iyi göründüğünüze inanmanız gerekir. Aslında kadınlarda sarık tam olarak kaybolmadı. Sadece bir süredir gözden uzakta. Ancak bir süredir bu unutulmuş trend sessiz ama kesin bir şekilde defilelerde ve sokaklarda görülmeye başladı. Modacı Jason Wu'na New York'ta sergilediği ilkbahar koleksiyonunda siyah ve kobalt mavisi sarıklar hâkimdi. Vena Cava tasarımcıları defilelerinde sarık kullandı. Giorgio Armani'nin Ekim ayında Milan'da sergilediği koleksiyonda Kuzey Afrika'dan esinlenen sarıklar kullanıldı. Mary J., Blige, P. Diddy ve Jay Z. gibi şarkıcıları giydiren yılların tasarımcısı June Ambrose, Eylül ayında gerçekleşen New York Moda Haftası boyunca her gün sarık giydi. Selma Hayek ise Paris'teki Stella McCartney defilesine lacivert-beyaz desenli bir sarıkla geldi. Trend belirleyici Kate Moss, Mayıs 2009'da Metropolitan Sanat Müzesi'ndeki (Met) bir galaya sarıkla gelince, birbirinden çekici ünlülerin arasından sıyrılmayı başardı. Met'teki Kostüm Enstitüsü'nün küratörü Harold Koda, "Kate her tarzı taşımayı başarıyor. Komşunun kızı görüntüsünden, grunge tarzına kadar her şeyi taşıyabiliyor. Ama sarık takınca bir yıldıza dönüştü" diyor. Bir zamanlar yaşlı kadınlarla özdeşleştirilen sarıklar artık genç kadınlar arasında da görülüyor. Gençler, 1920'ler ve 1930'ların efsanevi kadın aktrisleri Greta Garbo, Gloria Swanson ve Joan Crawford'ın sarık giydiği zamanlardaki sofistike görünüşün peşine düşmüş durumda. Moda tarihçisi Caroline Rennolds Milbank, "Geçmişte sarık çok eğitimli ve görmüş geçirmiş kadınları sembolize ederdi" diyor. Tarihsel olarak Arap giyim tarzından gelen sarık kültürünü Ortadoğu'daki çatışmalarla bağdaştırmak kolay. Ambrose, "Harem şalvarı giymek gibi güçlü bir siyasi anlamı var. Biz diğer kültürlerden öğeler alıp onu içselleştiriyoruz" diyor. Koda, modanın siyasetle pek de alakalı olmadığını söylüyor. "Bu 'Hepimiz bir araya gelip kardeş olalım' sloganından türeyen bir moda eğilimi değil. Kadınlar Afganistan'da ne olup bittiğini görüp ona göre davranmıyor. Bu daha çok Fransız modacı Paul Poiret'in Orientalist akımına benziyor. Egzotik ve görsel olarak çekici bir şeyi görmekle alakalı" diyor. Sarığı herkes güzel bulmuyor. Bazı moda blogu yazarları, onları bir kostüm olarak görmüyor ve neden geri döndüklerini anlayamıyor. Bazıları ise sarık bağlama yöntemlerini gösteren eğitici siteler kuruyor. Ambrose, "10 yıl önce Busta Rhymes'a sarık takıyordum. Bence bu dönemsel bir şey. Sarık konusunu açmamın zamanı gelmişti" diyor. "Moda dediğiniz şey, ona ses verene kadar dilsizdir. Modanın coşkusu ve enerjisi burada yatar" diye de ekliyor.