Edvard Munch'un 1895 tarihli pastel tablosu "Çığlık"a bakınca, onun geçenlerde Sotheby's New York'taki satış fiyatı hakkında bir yorum olduğunu düşünmemek zor. 119 milyon 922 bin 500 dolar, bir sanat eserine açık artırmada ödenen en yüksek meblağ. Munch'un köprü üstünde, güzellik yarışmalarının galipleri (ayrıca şakacı çocuklar ve başka birçok kişi) tarafından pek tutulan bir pozda çizdiği kişi, kim bilir neden çığlık atıyor. Çığlığın nedeni bu rakam mı? Bir nesneye bu kadar para veren kişiye (tablo müzayedeye telefonla katılan ve kimliği açıklanmayan birine satıldı) dehşetle mi bakılmalı? "Çığlık" en çok istenen 10 sanat eseri listesinin tepesine oturduğu için, ona bakıp eski ve bildik varoluşsal korkuyu görmek zaman alacak. Munch'un diğer eserlerinden, "Gece Manzarası" tablo satılmadı. Sotheby's 700 bin dolarlık açılış fiyatı koydu ama teklif gelmedi. "Çığlık" değerlendiği için değil, dünyanın en çok kopyalanan resimleri arasındaki tablo başlı başına bir marka olduğu için bu fiyata satıldı. Satılan pastel tablonun kendisi de bir kopya. Eser Munch'un yaptığı dört kopyadan biri. Sadece bu gerçek bile satış fiyatını çok tuhaf kılıyor. Ama "Çığlık"ın bu kopyası, kalan son serbest kopyaydı. Diğerleri Norveç müzelerinin elinde. Rekor fiyata satılması, bir sanat eserine dair algımızı her zaman değiştirmez. Van Gogh'un "Dr. Gachet'nin Portresi" tablosunun, 1990'daki müzayedede 82.5 milyon dolarla rekor fiyata satılması, onu daha kötü yapmıyor. Enflasyona göre düzeltilince, bu fiyat "Çığlık"ınkini geçiyor. Ama çoğumuz, Van Gogh'un Dr Gachet kadar iyi bir düzine tablosunu kolayca sayabilir. Bu Munch için geçerli değil. O, dört tablosuyla ünlü. Hepsinin de adı "Çığlık".