Son 2 haftada Türkiye otomotiv endüstrisi açısından iki önemli toplantıya katıldım. Bunlardan ilki, Almanya merkezli teknoloji şirketi FEV'nin Türkiye ofisinin açılışıyla ilgili olandı. Otomobil üreticileri ve yan sanayi şirketleri için test ve geliştirme hizmetleri veren FEV'in Başkanı ve CEO'su Prof. Dr. Stefan Pischinger'in de katıldığı toplantıda en önemli konu yerli otomobil projesiydi. Prof. Pischinger, yaptığımız sohbette, FEV'in yerli otomobil projesi için motor geliştirme konusunda aday olduğunu ve bu konuyla ilgili olarak Hükümet ile görüştüklerini açıkladı. Prof. Pischinger, ağırlıklı olarak Türk mühendislerin geliştirme çalışmaları yapacağı bir yapı kurmak istediklerini Almanya'daki mühendislerin de bu çalışmalara katılacağını belirtti. Kendi adıma, bu görüşmeden sonra yerli otomobil projesiyle ilgili hızlı gelişmeler kaydedileceği fikrine kapıldım. Katıldığım ikinci önemli toplantıysa Türkiye'de ilk kez düzenlenen Otomotiv Mühendisleri Konferansı'ydı. auto motor & sport Dergisi'nin basın sponsorluğunu üstlendiği konferansa Türkiye'den TÜBİTAK, OTAM, İTÜ, ODTÜ, Tofaş, Oyak Renault, Ford Otosan, BMC, Mercedes-Benz Türk gibi kurum, üniversite ve üreticilerin yanı sıra BMW, Porsche, VW, Daimler, Siemens, Thyssen-Krupp gibi dünyaca ünlü firmaların araştırma ve geliştirme departmanlarının önemli isimleri katıldı. Konferansta öne çıkan konu elektrikli otomobillerdi. Her ne kadar 2020'de Almanya'da elektrikli otomobil sayısının 1 milyon adet olacağına dair öngörüler paylaşılsa da önümüzdeki 20 yılın tamamen elektrikli olanlardan çok, hibrit ve menzil arttırıcı içten yanmalı motora sahip elektrikli otomobillerin çağı olacağı anlaşıldı. Acaba yerli otomobil projesinde bu öngörü de dikkate alınmış mıdır?
Halit Bolkan