Türkiye'de siyasal gündemin en yoğun olduğu dönemleri yaşadık son biriki senede. Yok yoktu resmen! Cumhurbaşkanlığı krizi, 367 kararı, 27 Nisan muhtırası, AKP'nin 22 Temmuz seçim zaferi, DTP'nin Meclis'e girmesi, sınırötesi operasyon kararının alınması, Hrant Dink cinayeti, Malatya Zirve Yayınevi katliamı, Ergenekon davasında önemli gelişmeler, önemli gözaltılar vs. 'Türkiye İran olur mu?', 'Türkiye Malezya olur mu?' sorularına yanıt arama girişimleri, Prof. Şerif Mardin'in dile getirdiği 'mahalle baskısı' kavramının tartışılması... Siyasi yönden çalkantılı ve toplumun kutuplaştığı hayli tehlikeli süreçlerden geçtik. Toplumda önemli ayrışmalar da yaşandı, büyük değişimler de... Mesela Türkiye'nin 'Beyaz Türkler' de denilen seçkinleri! Prestijli orta öğretim ve yüksek öğretim kurumlarından mezun, orta-üst gelir grubundan, iyi meslekî pozisyonlara sahip 'seçkinler', AKP iktidarıyla birlikte daha politik, daha milliyetçi, daha endişeli ve 'ötekileştirici' bir tavır takındı. Bu değişimi merak eden, anlamaya çalışmak gayretiyle kolları sıvayan Galatasaray Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Füsun Üstel ve Doç. Dr. Birol Caymaz, son yılların en dikkat çekici araştırmasına imza attı. Seçkinler ve Sosyal Mesafe Araştırması! Günlerdir basında tartışılan araştırmaya göre, seçkinler, artık 'gerekirse' darbeden ve parti kapatmaktan yana, azınlıklara karşı 'ötekileştirici' tavır takınan, yerlerini 'ikinci sınıf diploma sahipleri'ne kaptırmak istemeyen, tepeden bakan kişiler, üstelik kendilerini Cumhuriyet projesinin asıl sahibi olarak görüyorlar. Yüz yüze ve derinlemesine görüşülen 40 kişiyle sınırlı olan araştırmayı, mimarları SABAH Pazar için analiz etti...