Emre Doğu, hayatı U2 olan bir bankacı. Öyle ki, onunla grup hakkında konuşmaya başladığınızda bir 'U2 ansiklopedisi' okuyormuş gibi oluyorsunuz. Dünyada 140 milyondan fazla albüm satmış, 22 Grammy ödülü kazanmış bu gruba 1987'den beri hayran olan Doğu, 2001'den beri de sadece konser izlemek için Avrupa'daki farklı şehirlere gidiyor. Üstelik bir konser yetmiyor ona, üst üste iki gün izliyor. Yedi yaşındaki kızı Melis'i de birkaç sene sonra yanında götürmeyi planlayan Doğu'yla U2 ile ilgili resimlerin, kitapların, gazete kupürlerinin olduğu evinde buluştuk. Merdivenlerden çıkarken kapı numarasına bakmamız gerekmedi, çünkü
Miss Sarajevo şarkısı girmemiz gereken daireden apartman boşluğuna yayılıyordu.
- U2'yu nasıl keşfettiniz?
- Birkaç parçasını biliyordum.
Sunday Bloody Sunday'i,
The Unforgettable Fire'ı. 1987'de yaz tatili için Ayvalık'a gittiğimizde bir arkadaşım
The Joshua Tree albümünün CD'den çekilmiş kasetini verdi bana. Gece eve döndüm, yatağıma yattım, kaseti walkman'ime taktım. Üçüncü şarkı
With or Without You'ydu. Dinledim ve 'İşte budur!' dedim. O andan beri U2'ya tapıyorum.
- Hemen diğer albümlerini mi edindiniz?
- Aynen. O zaman lisedeydim, defalarca dinlediğimi hatırlıyorum. Her dinleyişte farklı bir tını yakalıyordum. Bu beni çok etkiledi.
-Grupla ilgili bilgileri nerelerden ediniyordunuz? İnternet de yok o zamanlar.
-
Bravo, Hey gibi dergilerden. Ben yapı olarak araştırmayı çok severim. Araştırdıkça daha çok sevdim U2'yu. Öncelikle müziğinden dolayı. Ama sadece bu değil. Dünyanın en aktivist adamlarından biri Bono. Üçüncü dünya ülkelerinin ABD'ye borcunu sildirebilecek kadar kuvvetli biri.
- Konserlere ne zaman gitmeye başladınız?
- Önceleri konser kayıtlarını buluyordum. Yurtdışından getiriyorlardı. Öğrenciydim o zaman, gitme imkânım yoktu konserlere. Arkadaşlarımızla aramızda konuşurduk, 'U2 konseri görmeden ölmeyelim,' diye.
- İnanıyor musunuz geleceklerine? Bono'nun pek sıcak bakmadığı bilinir.
- Ben Bono'yu ciddi şekilde eleştiriyorum bu konuda. Amerika'ya gidiyorlar. Orada idam var, Dallas'ta konser veriyorlar. Eleştirileri olabilir ama çifte standart uygulandığını düşünüyorum. Ben Türkiye'ye geleceklerinden kesinlikle eminim. Çünkü burada çok ciddi bir fan kitlesi var. Gelirlerse Olimpiyat Stadı'nı beş kere doldururlar.
- Sizin ilk gittiğiniz konser hangisiydi?
- 17 Temmuz 2001, Paris. Orada yaşıyordum o zaman.
- Ne hissettiniz izleyince?
- O gece uyuyamadım. Çok duygu yüklüydü. Çok beklediğim bir andı. Yıllar sonra şampiyon olan bir takımı tutmak gibi. Ben Beşiktaş'lıyım, onun için söylüyorum (gülüyor). O konserin bir özelliği de, eşimin kızıma hamile olduğunu öğrendiğim gündü.
- Şarkıların hepsini ezbere biliyor muydunuz?
- Tabii. Ben Bono'nun şiirlerini okurum. Jim Morrison'ınkileri de. Bono çok iyi bir şarkı sözü yazarıdır.
- Sonra ikinci konsere nerede gittiniz?
- Yine Paris'te.
- Kaç sene sonra?
- Ertesi gün.
- Nasıl?
- 18 Temmuz'da bir daha gittim.
- Doyamadınız mı?
- Hayır. O tur (Elevation) sadece müzik yapmak için düzenlenmişti. Dev ekranlar, şov falan yoktu. Bizim Abdi İpekçi gibi salonlarda yapıyorlardı.
- Sonrakiler yine üst üste mi?
- Çoğunlukla. Ortalama dört yılda bir turneye çıkıyorlar. 9-10 Temmuz 2005'te yine Paris. Sonra 5 Ağustos 2005'te Nice. 30 Haziran 2009'da Barcelona ve geçen hafta 9-10 Ağustos'ta Zagreb.
- İşteki bilgisayarınızın masa üstü ne mesela?
- Ya U2'dur ya kızım.
- Kızınız ne zaman sizinle konserlere gelecek?
- Biraz daha sonra. Onun iPod'una çaktırmadan bir-iki U2 şarkısı atıyorum. O Britney Spears, Kylie Minogue ve Madonna'yı seviyor şu anda. Ama arada
Magnificient'ı ezbere söylüyor.
- Banyonuzda Bono'nun Fransız Rolling Stone'a kapak olduğu resmi var. Sabah kalktığınızda ilk onu görüyorsunuz değil mi?
- Evet. Saygı duyduğunuz ve sevdiğiniz bir adamı görerek güne başlamak çok hoş bir şey. Baştan beri takip ettiğim ve nereden nereye geldiğini gördüğüm için o başarıda benim de payım varmış gibi geliyor. Ben şu an Bono'yla tanışsam söyleyeceğim tek şey, 'Her şey için teşekkür ederim,' olur.
- Siz Türkiye'deki bir fan kulübe üye misiniz?
- Hayır. Ben biraz Bono gibiyim o konuda. Bağımsız olmak istiyorum.
- Konserlerde on binlerce kişiyi görünce ne hissediyorsunuz peki?
- Benden daha iyi yerde olan adama sinir oluyorum tabii (gülüyor).
- U2 albümlerini çıktığı gün mü alıyorsunuz?
- Hayatımdaki en büyük hediyelerden biri bu son albümdü. 2 Mart doğumluyum, o gün çıktı. Direkt indirdim.
- Şimdi aklıma geldi, siz düğününüzde de ilk dansınızı U2'yla yapmışsınızdır kesin.
- (Gülüyor)
Pop albümünden
If God Will Send His Angels.