Size birkaç günlüğüne Halep'e gitmenizi öneriyorum. İstanbul'dan Halep'e her gün uçuş var. THY diğer şehirlerden İstanbul üzerinden aktarmalı uçuruyor. Ayrıca Suriye, Ürdün ve Mısır Havayolları aracılığıyla da gidebilirsiniz. Ancak gelin siz bu direkt uçuştan vazgeçin! Önce Antakya'ya gidin. Hem Antakyalılar hiç itiraf etmese de bu kültür mozaiği şehri görün, yemeklerinden tadın, hem de bugüne kadar görmediyseniz Antakya Mozaik Müzesi'ni mutlaka ziyaret edin. Antakya'da bir sabun fabrikasından otele dönüştürülen Savon Oteli'nde kalabilirsiniz. Lüks ve güzel. Ancak ben size üç yıllık restorasyondan sonra otel olarak açılan Liwan'ı önereceğim. İç avlusuyla tipik bir Antakya evi diyeceğim ama değil, bu bir konak. Hatay'ın ilk ve tek Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen'in konağı söz konusu olan. Antakya'da yemek yemek için elbette yılların favorisi Anadolu Restoran var. Hatay'a kadar çıkıp orada da şelale manzaralı bir yemek yiyebilir, ipekçilere de göz atabilirsiniz. Ama ben size bu sefer de Sveyka Restoranı öneriyorum. Bina, Abbud Mindi ile Madam Mili'nun 1948'e kadar oturdukları evleri. Sarımiye ve Halili Nevvar camileri ile Katolik Kilisesi'nin ortasında yer alıyor. Artık Halep'e yola çıkmaya hazırsınız! Antakya'dan Halep'e taksiler sizi iki saatlik bir yolculukla 70 TL civarına götürüyor. Sadece Cilvegözü sınır kapısından geçip Bab'el Hawa'dan Suriye'ye girmek için yanınızda pasaportunuzun olması gerek. Kalacağınız yeri önceden ayarlamanızı tavsiye ederim. Ben Halep'in Pera Palas'ı kabul edilen Baron Otel'de, Atatürk Odası'nda kaldım. Halep'in bu en eski lüks otelinde ayrıca Agatha Christie ve Arabistanlı Lawrence odaları da var. İşin ilginç yanı burası İttihat ve Terakki'nin önderlerinden Cemal Paşa'nın da karargâhı olmuş. Evet, tehcir sonrası sağ kalabilen Ermenilerin yerleştikleri şehirlerden biri olan Halep'te, Ermeni kırımı nedeniyle öldürülen Cemal Paşa'nın bir zamanki karargâhında uyumak insanı ister istemez etkiliyor. Baron Otel bütün nostaljisine rağmen size konforlu gelmeyebilir. O zaman Ermeni Çarşısı'nın olduğu (ağırlıkla mücevher ve elişçiliği) Al- Jdeideh'te bulunan çok sayıda turistik otelden birini seçebilirsiniz. (Dar Zamaria, Beit Wekil gibi) veya Al-Masharga mahallesinde ucuz otellerde veya Sheraton'da da kalabilirsiniz. Suriye'ye gitmek hemen her açıdan 20 yıllık bir zaman tünelinden geçmeye benziyor. Arabalar, Mısır'daki kadar eski olmasa da eski. Hemen hiçbir yerde kredi kartı geçmiyor. Kılık kıyafet de (jean ve spor ayakkabılar hariç) size bir moda çağrışımı yapmıyor. Bundan çok da şikâyetçi olmayacaksınız. Çünkü Halep ve genel olarak Suriye fiyatlar açısından da zaman tünelinde. Dört kişilik mükellef bir yemeği, içkiyle birlikte en en fazla 2000 Suriye lirasına yani 66 TL'ye yiyorsunuz. Ayrıca Halep'te, esnaf, müze görevlisi, gümrük yetkilisi hemen herkes, Türkçe konuştuğunuzu duyunca Suriye ile Türkiye arasındaki vizesiz geçişe gönderme yaparak "Türkiya Siriya kardeş inşallah" diyerek tebessüm ediyor.
Diziler... Diziler
Halep'in dört yanında her saat televizyon uğultusu duymak mümkün. Gözünüz televizyon ekranlarına takıldığında şakır şakır Arapça konuşan Kurtlar Vadisi ya da Dudaktan Kalbe'nin oyuncularını tanıyorsunuz. Suriye televizyonu Türk dizilerini Arapça dublajla oynatıyor. Yıllar içinde azalmış olsa da şehirde, şehir hayatına damgasını vurmuş hatırı sayılır bir Ermeni nüfus var. Tehcir öncesi Halep Ermenileri, şehrin zengin ve modern bölümü olan Al-Azizieh'de yaşıyor; genellikle turistik alışverişin merkezi Al-Jdeideh'de kuyumculuk, bakır işçiliği, ağaç işçiliği, mermer ve tekstil alanlarında çalışıyorlar. Biraz eski ve yerel olsa da hepsi Türkçe konuşuyor. "Ahh Aynteb," dediler mi Gaziantep'li, "Yurfa"dan da Urfalı olduklarını anlıyorsunuz. Onlar da çanaklar aracılığıyla Türkiye televizyonunu izliyorlar, hemen hemen oynayan bütün dizileri takip ediyorlar. Aslında alışveriş, ağırlıklı olarak ipek ve ipek ürünleri üstüne kurulu. Bunun için eski çarşıyı mutlaka gezmeniz lazım. Türkiye'de de şubesi olan butiklerden çok daha ucuza alışveriş etmek için adres Al-Azizieh. Mücevher içinse Al-Jdeideh. Burada sizi güleryüzle karşılayan halep Ermenileriyle Türkçe konuşarak alışveriş yapabilirsiniz.
Eğlence yemek üstüne kurulu
Suriye'de kapsamlı bir eğlence yaşamı beklemek beyhude. Onun için kendinizi yemeğe veriyorsunuz. Bu Halep için de geçerli. Halep'te Al- Masharqa bölgesindeki esnaf lokantalarına gidebilirsiniz. Ya da Al-Jdeideh bölgesindeki turistik lokantalara. Sissi House, Cantara, Dar Zamaria, Beit el Wekil bunlardan bazıları. Ama ben hem yemek, hem de gece 10.30'da başlayan canlı müzik açısından size Kasr Al Wali'yi öneririm. Bir de yerel sanatçılar, entelektüeller ve akşamcılar tarafından tercih edilen Al Ardalip var ki, buraya saat 22.00 civarında gitmeniz uygun olur. Burada da yemeklerden çok memnun kalacaksınız.
Görülecek yerler
Halep Kasrı'nı ve kasra çıkan kapalıçarşıyı mutlaka görmek lazım. Burası da kentin turistik bölgelerinden biri. Hem gezmek hem de karın doyurmak için. Kalenin etrafındaki eski şehirde bugünlerde hummalı bir faaliyet var. Şehir bina bina yenileniyor. Yapıların bir kısmı Osmanlı, bazıları çok daha eski. Halep'te gezip görülebilecek çok sayıda cami ve kilise var. Umayyad Camii veya Jame Zacharia da bunlardan biri. Vaftizci Yahya'nın babası Zacharia'nın adını taşıyor. Cami, Abbasiler ve Moğollar tarafından yakılıp yıkılmış ve yeniden inşa edilmiş. MS 700 yılında inşaa edildiği sanılıyor. Eski bir Bizans katedrali olan Hallawiya Medresesi (MS 540) de burada. Jdaydeh Meydanı'nda ise Hıristiyanlığın farklı mezheplerini temsil eden kadim kiliseleri gezmek mümkün. Burada dar taş sokaklarda gezinti de çok keyifli. AlOutrush Camii, Kosrofiya Camii, Yalbugha al-Nasiri Hamamı, eski Cizvit okulu Al-Yas'iya ve Seif Al-Dawla okulu, Hüseyin Anıtı. Abdülhamid'in yenilediği Al-Bakhti Camisi de Halep'te görülmesi gereken yerler arasında.
