ENGELLİ OLMAK BANA VERİLMİŞ BİR ARMAĞAN GİBİ
Özgür Gürbulak:
Ben 2005 yılında GS takımına geldim, iki sene ara vermiştim. Bu sene tekrar takıma döndüm ve güzel bir kupa aldık. Çok mutlu olduk elbette. Üç yaşındayken, çok ateşlenip acile kaldırılıyorum, bir iğne sonucu engelli oldum ama hiç önemli değil. Ben engelli olduğuma seviniyorum. Bu sana bir armağan gibi. Eğer engelim olmasaydı çok farklı yerlerde olurdum, sıradan biri olurdum. Ama ben 2002 yılından beri hem A, hem B milliyim. Aynı zamanda milli takım kaptan yardımcısıyım. 2009'da Avrupa'nın en değerli oyuncusu seçildim, sayı kralı oldum. Son şampiyonada da, kulüp bazında en iyi beşe seçildim. Engelim olmasa bunları yaşayamazdım. Türkiye'de engeli olmayan insana bakış açısı iyi değil ki, engelliye olsun. Biz öyle bir millet olduk ki, kimsenin kimseye saygısı, tahammülü kalmamış. Zaten engelli ve sağlam ayrımı bir tek Türkiye'de var. Dünyanın her yerine gidiyoruz böyle bir ayrım yaşamıyoruz. Kimse böyle olmak istemezdi, ben de istemedim. Ben böyle bir spor olduğunu bile bilmiyordum, engelli bir tane bile arkadaşım yoktu. İzmir Kemeraltı'nda abimle gezerken, eski başkanım Ramazan Kaymaz gelip bana bir kart verdi ve 'Oynamak ister misin?' dedi, gitmedim, bir iki sene sonra başladım spor hayatına ve bugünlere geldik."
HAYAL TAKIMIMDA OYNUYORUM
Ömer Gürkan:
"Ben sakatlığımdan önce Sivas'ta basketbol oynuyordum. Sonra ayağımda bir pürüz çıktı, sol bileğimi sakatladım. Kemik yanlış kaynamış, bu yüzden sakatlığım oluştu. Ayak başparmaklarımı kesmeleri gerekti. Bir süre böyle devam ettim Sivas'ta. Birkaç da röportaj vermiştim, 'Basketbola devam etmek istiyorum,' diye. Sedat (İncesu) Hocam da görmüş, beni çağırdı, normal basketbol oynayamayacağımı ama tekerlekli sandalye takımında görev alabileceğimi söyledi. Başladım. Spor hayatımın bittiğini düşündüğüm anda beni Milli Takım kampına çağırdılar. Hayatımın dönüm noktasıydı. Galatasaray benim tuttuğum takım, hayalimdeki takımda oynuyorum. Çok mutlu ve onurluyum. Bu takımda şampiyonluk kupasını kaldırdım."
KUPA ALMAK ÇOK GÜZEL
Ramazan Kahriman:
"Ben de Murat gibi doğuştan engelliyim. 2002'de başladım spora. Yaşar Doğulu Spor Salonu vardır Samsun'da. İki engelli takım vardır ilde, onların antrenmanına denk geldim ve 'Ben niye yapmıyorum?' diye düşündüm. Arkadaşlarım da çok destek oldu. İstanbul Üniversitesi'ni kazanmıştık, Sedat Hoca da bizi isteyince, kendimizi Galatasaray'da bulduk. Avrupa Şampiyonluğu'nu ilk kez yaşıyorum, çok farklı bir his. Bu arada oradaki koşulları görme şansımız da oldu. Avrupa'da bireysiniz, engelli ya da engelsiz ayrımı yok. Türkiye'de engelliysen, engellisin, ister Avrupa Şampiyonu ol, ister başbakan..."