Yönetmen Yılmaz Erdoğan,
Film Arası dergisine verdiği söyleşide Türk sinemasındaki ezan kullanımıyla öyle bir cümle kurdu ki, ortalık karıştı. Hedefte Yılmaz Erdoğan vardı ve atış serbestti. İfade özgürlüğünden dem vuran birkaç ses dışında; kimi Erdoğan'ın iktidara hoş gözükmek için böyle cümleler kurduğunu söyledi, kimi 'O zaman kendi filmlerinde niye ezan yok?' dedi. Tüm bu hay huy arasında, Yılmaz Erdoğan'ın savı pek tartışılmadı. Ne demişti Erdoğan: "Türkiye'deki bir sette günde beş kez ezan için durursun, 'Aziz Allah,' dersin, beklersin, çay içersin, ama filmde duyulmaz o ezan. Bir yabancı buraya geldiğinde mutlaka bir İstanbul sabahı uyanır, ezanı bir çeker. Sen de Batıcı kafalı biri isen 'Bunlar da bizi böyle gösteriyor,' dersin. Yerelliğin bir numaralı şeyi din. Gelişim olarak materyalist bir kampın ağırlığı söz konusu. Buradaki materyalizmin bizdeki karşılığı laikliktir. Bu iş, din eşittir yobazlık denklemine kadar gitti. Hepimize yansıyan din deyince gözümüzün önüne Cumhuriyet dönemi filmlerindeki deli, kötü kişiler geldi."
EDİZ HUN NAMAZ KILDI
Peki Erdoğan'ın savı doğru mu? Türk sineması, ezanı duymazlıktan mı geliyor? Sinema tarihimize kapsamlı bir dalış yapınca, bu iddianın pek de doğru olmadığı ortaya çıkıyor. Yeşilçam'ın din adamlarını resmetmesi eleştiri konusu olsa bile, iş ezana gelince durum farklılık gösteriyor. Birçok Yeşilçam filminde bırakın ezanın duyulmasını, kimi oyuncular bizzat ezan okumuş, kimileri türbeye gidip dua etmiş, kimi de mevlit okumuş. Ki bu filmlerin, bir dönem moda olan hazretli, evliyalı, peygamberlerin hayatını anlatan filmler ya da 'İslami duyarlılığı olan' Milli Sinema akımına dahil edilen yapımlar olmadığını belirtelim. Ayrıca
Cumhuriyet filminde Türkçe ezanın nasıl okunduğunu bile duyduk. Bütün bunlar bir yana, son 10 yılda filmlerdeki hem ezan kullanımı hem de din adamlarını resmetme konusunda çok önemli bir dönüşüm yaşandığı da dikkatli gözlerden kaçmamıştır. Osman Seden'in yönettiği
Beddua filmini hatırlayanlar olacaktır. Bülent Ersoy'un başrolde oynadığı, 1980 yapımı film, sinemalara epey seyirci çekmişti. İyi bir sesi olan genç Bülent, filmin ortalarında öyle bir ezan okur ki, mahalleli kendini tutamaz. 'Ne güzel okuyor!' diye, kimi mahalleli teyzeler yemek yapıp Bülent'in evine gönderir filmde. Mehmed Dinler'in Halide Edib Adıvar'ın aynı eserinden sinemaya uyarlanan
Sinekli Bakkal filmi, kilise ve çan görüntüleriyle başlar, hemen akabinde bir cami görüntüsü gelir ve ilahi okunmaya başlar. Osmanlı döneminde geçen filmde Hıristiyan olan Peregrini'nin (Ediz Hun), Müslüman Rabia'ya âşık olması ve Müslümanlığı kabul etmesi anlatılır. Ediz Hun'u namaz kılarken, Türkan Şoray'ın küçüklüğünü canlandıran çocuğu Kuran okurken izleriz...
ZEKİ MÜREN MEVLİT OKUDU
Usta ses Zeki Müren, Ülkü Erakalın'ın yönettiği, temelde bir aşk filmi olan 1968 yapımı
Katip'te diz çöküp, başında takkesiyle okuduğu mevlitten etkilenmemek de elde değildir. Müren'in bu filmi, TRT'de bir dönem sık sık yayınlanan yapımlardan biridir. Bir ayrıntı da İbrahim Tatlıses'in
Sevmek filminden. Aydemir Akbaş'ın senaryosunu yazdığı, İbrahim Tatlıses'in yönettiği ve Neslihan Acar ile başrol oynadığı film bir aşk hikayesini anlatır. Tatlıses tam da Acar'ın gırtlağına sarılmışken, okunan ezanla kendine gelir. Sonrasında Tatlıses'i camide cemaatle namaz kılarken görürüz. Tatlıses namaz sırasında yanık sesiyle
Bak Şu Dünyanın Türlü Türlü Haline şarkısını söylemeye başlar. Sonuçta Tatlıses'in canlandırdığı Hasan karakteri ezan sesiyle imana gelmiştir. Melih Gülgen'in yönettiği, bir baba-oğul ilişkisini anlatan
Ah Bir Çocuk Olsam filminde Ferdi Tayfur'u türbeye gidip dua ederken izleriz. Çocuğu hastadır ve onun iyileşmesi için dua eder. Ki Cüneyt Arkın'ı da
Alın Yazısı'nda dua ederken izleriz.
SADRİ ALIŞIK VAAZ VERDİ
Turgut Demirağ'ın yönettiği, 1972 yapımı
Aynı Yolun Yolcusu filminde Sadri Alışık bir imamı canlandırır. Genel olarak din adamlarının sinemamızdaki temsili düşünüldüğünde, oldukça ayrıksıdır. Sadri Alışık filmde, iyi huylu, gençleri kötü huylarından vazgeçirmeye çabalayan bir imamı canlandırır ve camide bol bol vaaz verir.
YENİ TÜRK SİNEMASI EZANA OLDUKÇA DUYARLI
Türkiye'nin ilk zombi filmi Ada: Zombilerin Düğünü filminde dahi, ezan sesini duyarız. 2010 yapımı bu film bile, sinemamızdaki ezan kullanımının yaygınlığını göstermesi açısından önemlidir. Ayrıca uluslararası alanda pek çok ödüllü Türk filminde de sık sık ezan sesini duyarız. Reha Erdem'in Beş Vakit filminde defalarca ezan okunur, zaten bu coğrafyada zaman algısının ezan vakitlerine göre şekillendiğini göstermesi açısından önemlidir. Keza Muharrem adlı Müslüman'ın parayla ilişkisini anlatan, Yeni Sinemacılar'ın Takva filmi, ezan sesiyle açılacak kadar cesurdur. Nuri Bilge Ceylan Üç Maymun'da, Yüksel Aksu Dondurmam Gaymak'ta ezanı, karakterlerin vicdanına seslenen bir anlatım unsuru olarak kullanır. Ümit Ünal'ın Ara, Ses, Barış Pirhasan'ın Adem'in Trenleri de ezan sesi duyduğumuz diğer önemli filmlerdir. Onur Ünlü'nün Polis filminde ise Haluk Bilginer'in oynadığı karakter bir caminin köşesinde intihar etmek için silahı başına dayadığında, imamın Tekvir suresini okuduğunu duyarız. Mahmut Fazıl Coşkun'un ilk filmi Uzak İhtimal bir müezzinin yaşamını mercek altına alır. Ki böyle bir filmde tabii ezan da duyulur. Bütün bunlar, özellikle son dönemde Türk sinemasının ezan sesine daha duyarlı olduğunun göstergesidir. Naçizane bir tavsiye, önümüzdeki günlerde TRT belki bu filmleri gösterir de ezanlı filmler tartışması daha bilinçli bir şekilde yapılır.
HAZRETLİ FİLMLER EZAN VE NAMAZ SAHNELERİYLE DOLU
1961 yapımı Hazreti Ömer'in Adaleti filmiyle başlayan ve 80'lere kadar süren dönemde evliyaların, peygamberlerin, halifelerin hayatını anlatan onlarca film çekildi. Bu filmlerde İslami duyarlılık, ezan, namaz sahneleriyle kendini gösterdi. Söz konusu yapımların çoğu çok büyük ticari başarı sağladığı için de yapımcıların gözdesi oldu. Cüneyt Gökçer hem Hz. Ömer, hem Mevlana hem de Hacı Bektaşi Veli'yi canlandırarak bu tür filmlerinin aranan aktörü olmuştu. Seyircilerin dini duygularını sömürdüğü gerekçesiyle de bu filmler çoğu zaman eleştirilmişti.
MİLLİ SİNEMA'DA EZAN BİR ANLATIM UNSURU
Yönetmen Yücel Çakmaklı'nın başlattığı, 'İslami duyarlılığı olan sinema' olarak tanımlanan Milli Sinema akımına dahil edilen yaklaşık 50'ye yakın filmde ezan sesi bol bol duyulur. Hazretli filmlerinden farklı olarak, ezan filmlerde bir dini motif olarak kalmaz, bir anlatım unsuru olarak öne çıkar. Zaten bu tür filmlerdeki ezan kullanımı, bir anlamda 2000'li yıllardaki filmlere de bilinçli ya da bilinçsiz örnek teşkil eder.