Karaköy ahalisine, bir yeni mekan daha katıldı. Emin olmak, tasdiklendi diyebilmek için üç-dört kere gidip, her seferinde başka bir şey denemeyi, hatta yan masanın mönüsüne de çaktırmadan göz atabilmeyi bekledim. İçim rahat, onayı verebilirim: Unter'e özellikle dışarıda yağmur yağan kapalı günlerde; hayattan bezdiğiniz, trafikten nefret ettiğiniz, "Daha da bu şehirde kalmam," dediğiniz kasvetli zamanlarda gidin. Tercihen kalabalık bir ekip toplayın ki, önce narların eşliğinde gelen kuzu kaburgaları, üzerine kayısının içine doğrandığı tabule salatasını, devamında rokanın altına fileto olarak dizilmiş palamutu, camekanda dönüp duran pilicin yarısını, nohutlu kök ıspanakla gelen dana kuyruğunu, zeytinyağlı kerevizi 'ortayı donat, herkese iki çatal' usulü yiyebilin. Ben menüden altı yemeğin tadına bakabildim, bir dahaki ziyaretimi sabah saatlerine denk getirip, satsuma suyunun yanında omlet siparişini vermeyi düşünüyorum.