Türkiye'nin en iyi haber sitesi
GÜLSE BİRSEL

Turizm-otelcilik sektörünün dikkatini çekerim!

Karpuz kabuğunun denize düşmesini fırsat bilen Gülse Birsel, uyarıyor: "Tüm otel yöneticileri, bu bir mizah yazısı değildir, bu bir müşteri çığlığıdır, beni ciddiye alın!"

Yaz tatilini yazlık evde geçirmek ya da geçirmemek, işte bütün mesele bu! Yazlık ev iyidir hoştur da, evdir sonuçta. Evse, her zaman söylerim, bir sanatçı gibi, huysuz, kendi kendini dağıtan, mütemadiyen ilgi isteyen bir organizmadır! Tatil sırasında bile bu organizmayla uğraşmak, temizlemek, toplamak, problemlerini çözmek, erzak almak, tatille gerçek hayat arasındaki çizginin yavaş yavaş silinmesine sebep olabilir. Dolayısıyla bütçenize uyuyorsa, her zaman otellerden yana biriyimdir.

AKREP GİRMESİN DİYE Mİ YAPIYORSUNUZ?
Otel severim. Tazelik, geçicilik, bağımsızlık duygusu vardır. Sabah odaya kahvaltı geldiğinde içeriyi dolduran kahve kokusu filan nefistir. Ancaaak! Otelcilik sektörünün yıllardır süregelen bazı yanlışlarına da bu yazı vesilesiyle dikkat çekmek istiyorum:
Otelci arkadaşlar! Yorganları şiltenin altına sokmayın! Gözünüzü seveyim! Bu uygulamanın sebebi nedir, tropik bölgelerde yatağa akrep girmesin diye mi yapılmaktadır bilmiyorum! Ama biz memnun değiliz. O yorganı şiltenin içinden çıkarmak için kaç tırnak kırdığımı, yatağın içinde sinirle kaç defa debelenip bacak kaslarımı geliştirdiğimi bana sorun! Hiçbir müşterinin günlük hayatında bir koza içinde yattığını veya kendini kundakladığını tahmin etmiyorum. Dolayısıyla bırakın yorganları, özgürce kenardan sarksınlar!
Oda servisine ne ısmarlarsak ısmarlayalım 25 ila 35 dakika sürmesine bir çözüm bulun! Omlet istiyorum, 25 dakika! Ben evde 10 dakikada yapıyorum onu kardeşim! Omleti çay kaşığıyla mı çırpıyorsunuz nedir? Çatalla çırpın! Zaman kazanırsınız! Pratik olun biraz, hadi evladım.
Otel diliyle konuşmayın, bizim dilimizden konuşun! "Oda niye temizlenmedi" sorusuna "Kapınızda Didi vardı" diye cevap vermeyin! Didi kim? İnsan mı, hayvan mı? Kim benim kapımın önüne geçip temizlikçinin girmesini engelledi, tanımıyorum ben onu! Didi'nin "DD" harfleri yani "Don't disturb" (Rahatsız etmeyin) kartının kısaltılmışı olduğunu anlayana kadar benim tatilim bitiyor!
Niye oteller Eskimo misafirlere göre bir iklim tercih ediyor? Ben Türküm ve otel odasında organizmamın sağlıklı çalışabildiği ısı, 25 santigrattan başlıyor! Özellikle yaz aylarında 40 derece sıcaktan, aniden odaya, penguenlerin yorganı şiltenin altından çıkartma yarışı yaptıkları bir ortama girmek, her defasında bademcik enfeksiyonudur benim için! Klimanın soğutma rekoruyla gösteriş yapmayın, 25-26 dereceye getirin, müşteri olalım!
Değerli eşyalar için kasa koymuşsunuz, eyvallah. İnsan ümitle, inciğini boncuğunu, parasını doldurup, kasayı kilitleyip açmanın inceliklerini yazılı talimattan öğrenip, uyguluyor. Şifreyi gir, yıldıza bas, çık yıldız o değil hacı, ötekine bas, olmadı, baştan başla... Başarıya ulaştığınızda ise kapının yanına asılı yazıya gözünüz ilişiyor: "Odada kaybolan eşyalarınızdan otel yönetimi sorumlu değildir!" Haydaaa! Yahu kasa verdin?
Arkadaşlar Kerbela'da mıyız? Niye her şey var da su karaborsa? Minibarda en acil ihtiyaçmış gibi ayılı şeker bile var, su, ya yok, ya damlalıklı ilaç şişesi boyunda! Odalara 2-3 litrelik su koyun, vatandaş kana kana içsin! Küresel ısınma ne boyuta vardı kardeşim? H2O neden oda servisinde Cristal şampanya fiyatında? Ayrıca tuvaletlerdeki "Tekrar kullanacağınız havluları askıya asın, boşuna yıkamayalım, su gidiyor" ibaresini takdir etmekle birlikte, madem bu kadar israfa gıcıksınız, açık büfede yer alıp, her gece çöpe giden yemekler ne olacak?! Ülkede su kaynakları tükendi de gıda fazlası mı var?
Sabah tatlı tatlı uyurken, koridorda, "Didi"sini kapıdan çıkarmış, erkenden kahvaltıya koşmuş misafirlerin oda kapılarına tak tak tak diye vurup "Hauskipiiiiiiink" diye bağıran temizlikçi elemanlar, size sesleniyorum! Tatildir, acıyın bize, sabah 09.00'da uyanmak istemeyenler olabilir! Ramazan davulcusu gibi, amacınız uyandırmakmışçasına, geldiğinizi neşe ve coşkuyla ilan etmeyin! Ne yapacağız "Hauskipiiink"se yani? Pijamalarla koridora çıkıp "Yivhuuu, hauskipiing geldi, lililililili" diye bayram mı yapacağız? Biraz alçakgönüllü olun, sessiz olun, geldiğinizi ve odayı temizleyeceğinizi bütün kata reklam etmeyin! Tüm otel yöneticileri, bu bir mizah yazısı değildir, bu bir müşteri çığlığıdır, beni ciddiye alın!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA