Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NUR ÇİNTAY

Kaşarın ekmeği de var!

Bu yılın yeme içme trendlerinde öne çıkan yedili... Chobani markasıyla ABD'nin 'yoğurt kralı' olan Hamdi Ulukaya'nın rüyası... Bizim 'kaşar'ın Berlinli ekmek versiyonu 'yaşlı kadın'... Dahası Gurman Günlük'te...

6 OCAK PAZARTESİ

BERLİN'DEN İKİ KOMİK LOKMA
Geçen hafta baktım da, ne çok eksik kalmış Berlin seferimizden. Şu iki detaydan mahrum bırakmaya gönlüm el vermedi, devamını bir başka seyahat sonrasında telafi ederiz inşallah:
1) SCHRIPPE: Hani küçük, oval, sandviçimsi çıtır ekmekçikler vardır ya. Tek kişilik, ortası yarık... Berlin'de buna verilen isim aslında 'aufgerissene Rinde', fakat gerçek Berlinliler buna 'olle Schrippe' diyor; ki bu da kabaca 'yaşlı kadın' demek! Tazeliğini kaybetmiş, yemeye değmeyecek kadın! Ne kadar aşağılayıcı olduğunun, siyaseten yanlışlığının gramı tartışılır ama bizdeki 'kaşar'a benzer bir durum işte!
2) BERLINER: Her Berlinli bunu kendine sormuştur herhalde: İçi marmelatlı bu yuvarlak pofuduklara niye Berlin dışında her yerde 'Berliner' deniyor ki? Zira Berlin'de 'Pfannkuchen' adı veriliyor bunlara. Yani 'doughnuts'. Fakat asıl karışıklık burada bitmiyor, tam da başlıyor: Çünkü Almanya'nın geri kalanında 'Pfannkuchen' denen hamur işine de Berlin'de 'Eierkuchen' denmekte ki bu da 'pancakes'! Evet, buyurun bakalım! Bir gün bir Alman ile bir Berlinli fırında karşılaşır ve...

7 OCAK SALI

YEDİM: YILIN 7 TEMEL TRENDİ
Yılın son ve ilk günlerinde adettendir, gene yapıldı: 2013'un tortusu, 2014'ün köpüğü, eskiden neler kaldı, yenisi neler getiriyor... Bu yıl yeme içme alanında ağırlığını hissettirir dediğim yedi temel trend şöyle galiba:
1) KÜÇÜK ŞEF LOKANTALARI: Artık ufak, yaratıcı, kişisel şef lokantaları (modern meyhaneler, çağdaş esnaf lokantaları...) patron restoranlarını yiyor. Bizde de Yeni Lokanta ile Gile'nin yükselişi tesadüf olamaz, gidişat bu.
2) ŞIK OKULLU GENÇ ŞEFLER: Bu da deminki maddenin içinde aslında; yavrusu, cebi. Aşağılamak ne haddimize ama artık Mengenli ve göbekli aşçı devri, en azından imaj olarak eskilerde kaldı.
3) HASSASİYETLER: Şeker, tuz, glüten gibi hassasiyetler öne çıkıyor. Sebzeyi mevsiminde tüketmeyeni dövüyor, balığın santiminden sübyancı damgası vuruyorlar, iyi şeyler bunlar.
4) GÖZ KARARTMALAR: Buna karşılık kırmızı ete düşkünlük sürmekte, sakatatta iadeiitibar söz konusu. En sükseli yerlerin menüsünde paça çorbası, güveçte işkembe, söğüş kelle, ilikli makarna görüyoruz.
5) YABANCI İSİMLER, ZİNCİRLER: Sadece Zorlu'nun en ses getirenleri kulağınıza bir şeyler fısıldayabilir: Morini, Jamie's, Tom's Kitchen, Eataly. Buralar, yabancı markalar için hep cazibe alanı.
6) GASTRONOMİK TURLAR, PROGRAMLAR: Gurme turları artıyor (Toscana'dan giren Vietnam'dan çıkar). Workshop'lar çoğalıyor, TV programları sonsuz, yeme içmeye dair okumalıklar, seyretmelikler çeşitleniyor.
7) EVDE TENCERE FOKURTULARI: Bütün bunlar ve Eataly gibi 'hem tat hem al' modeli çarşıların verdiği cesaretle mutfakta daha fazla vakit geçirilecek galiba. Yemeğin, hayatın esası olduğu kafalara mıhlanacak.

8 OCAK ÇARŞAMBA

BU ADAM EKONOMİYE HAPSOLMASIN!
Fotoğrafına baktığınızda, biraz kavruk bir adam... Hikayesi, tam bir nereden nereye serüveni... Hamdi Ulukaya, Chobani markasıyla ABD'nin en büyük yoğurt üreticisi haline geldi, 'yoğurt kralı'. Chobani, ambalajlarının üstündeki 'Greek Yogurt' notuyla da tepki çekmişti bizde. Fiyatı aynı tutup gramajı düşürmesi sonucu ABD sosyal medyasında isyan çıkarmasıyla haber oldu. 1972'de Erzincan'ın bir köyünde doğmuş (Farklı kaynaklara göre dedesi Elazığ'da aşiret lideri, kökeni Tunceli'ne dayanıyor). 1994'te ABD'ye İngilizce öğrenmeye gitmiş. Sonrası 'Yürü ya kulum'. 2005'te krediyle küçük bir fabrika alıp Chobani'yi yaratıyor. Şimdilerde yıllık cirosu 1 milyar doları buluyor. Forbes, '2013 Milyarderleri: Dikkate Değer Yeniler' listesine dahil ediyor. 42 yaşında bir adam. 'Amerikan rüyası' hakikaten. Ulukaya, ekonomi haberlerine sıkışıp kalmasın. Zihninin işleyişini, hayallerini merak etmiyor musunuz? Çocuk öyküleri yazıyormuş, okumak isterdim. Evini, gardırobunu görmek isterdim. Ailesiyle tanışmak. Meyveli yoğurdu sahiden mi seviyor, annesinin hangi yemeğini unutamıyor... Ama en çok o öykülerini... Bakalım yazıda da yaratıcı mı?

9 OCAK PERŞEMBE

ANTHONY BOURDAIN'DEN SOKAK YEMEĞİ
Yazar, televizyoncu, aşçı, gezgin, gurme, gurman, hepsinin cisimleşmiş hali Anthony Bourdain, New York'ta dev bir yemek çarşısı açmayı planlıyor. Tezgahlarda sokak yemekleri olacak. İşin 'garanti' kısmında da yatırımcı Stephen Werther. Bourdain, tüm dünyadan şefler, aracılar, sokak yemeği ve seyyar satıcı efsanelerinden oluşan bir rüya takımı belirleyeceğini anlatmış. Hayali, sokak lezzetlerini bir araya toplamak. Barcelona'daki 'balık pazarı'yla Singapur'daki seyyar satıcıları aynı ortamda buluşturmak. Takip ederiz biz onu.

10 OCAK CUMA

MUTLULUK VEREN EKMEK
Mizushima ile Rie, Tokyo'dan Toya Gölü'nün kenarına taşınarak, konaklamalı bir fırın kafe açarlar. Mutluluk Veren Ekmek / Shiawase No Pan, işte bu fırın kafenin model alındığı sıcak bir film. Kendi halinde, sakin ve çalışkan kafe sahipleri, onların güler yüzüne bağlanan müşterileri, içine yemek görüntüleri de giren saadetin resmi... Günümüz çağdaş Japon filmleri başyapıtlarından diyorlar, bakalım... Nereden biliyoruz? 10. İstanbul Japon Filmleri Festivali programından. Akbank Sanat Sinema Kuşağı'ndan... Festivalin (11-25 Ocak) son gününe tesadüf ediyor film. İlgilisi (ben oluyorum o!) baksın bakalım...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA