27 Eylül 2010 tarihli Newsweek dergisinin kapak haberiydi "Erkek ol!" başlığıyla verilen makale. Yazıda geleneksel erkek figürünün soyunun tükenmekte olduğunun altı çiziliyor ve 'Yeni Maço'nun tanımı, eli hamurlu kadın işiyle kirli bebek bezlerinden geçen bir paradoks olarak yapılıyor. Makalede, ayrıca, erkeklerin hemşirelik, öğretmenlik gibi kadınların baskın olduğu işlerde çalışmaya zorlanması, aileye destek için doğum iznine ayrılmaları beklentisi detaylarıyla anlatılıyor. Makaleyi yazan Andrew Romano'nun bulgularına göre, kadınlar ise kreatif işler kadar genel müdürlük, askerlik ve devlet yönetimi gibi erkek egemen dallarda da güç gösterilerine devam ediyor. Kısacası Newsweek'e göre kadınlar, erkekleri kendi ortamlarında; 'iş dünyası'nda eziyor, maskülaniteyi tekrar tanımlamanın zamanı geldi de geçiyor. Ama işte 'Kadının fendi, bunlara kadir' derken, erkek de yenilgiyi kabullenmeyip kadını can evinden vurdu: Lüks ve moda endüstrisi artık açık seçik erkekler için çalışmaya başladı. 1990'larda 'metroseksüel' tanımının doğmasıyla başlayan, erkeğin lüks tüketimi yıllar içinde kimsenin gözüne batmadan küçük ama tutarlı bir büyüme gösteriyordu. Geçtiğimiz beş yılda lüks pazarının kalbi Amerika ve İngilitere'de, erkek moda endüstrisi, kadının büyüme hızına oranla her yıl iki kat daha fazla genişledi. Güvenilirlik sarsılacak gibi değildi, kadınlara alışveriş yasağı konduğu ekonomik kriz sırasında bile erkekler sinsice kendi pazarlarını büyütmeye, gizliden gizliye mağaza gezip alışverişlerine devam etmişti. Salvatore Ferregamo'nun Asya- Pasifik Sorumlusu Paul Chadman, "Kadın, harcamalarından kısabildi, ama erkek halihazırda ihtiyacı olan kadar aldığı için erkek pazarı büyümeye devam etti," açıklamasını yapsa da durum bana söylendiği kadar masum görünmedi. Çünkü erkek lüks endüstrisinde, saatler kadar çanta ve cüzdan gibi deri aksesuvarların en çok satınların başında olduğu bilgisi geldi ki, bu da "Nasıl ki, bir kadının yeterince ayakkabısı olamıyorsa, bir adam da asla 'mükemmel' cüzdanı bulamaz," anlamına gelmiyor muydu? Çin ve Hindistan, erkek lüksünün en hızlı büyüyen alanları ilan edildi. Reuters'ın haberine göre geçtiğimiz yıl sadece Hintli erkekler lükslerine 11.8 milyar dolar harcadı. İngiliz The Times da 2010'da Çin'de erkek lüks endüstrisinde toplam harcamanın 160 milyar doları bulduğunu yazdı. Bu yıl dünya genelinde erkek lüks pazarı 13.2 oranında büyürken, bu oran kadınlarda sadece 8.6 oranında kaldı. Araştırmacıların erkek pazarına duydukları inanç öyle sağlamdı ki 2009 ile 2013 arasında dünyanın bazı bölgelerinde erkek pazarının büyümesinin yüzde 48'lere çıkacağı tahmininde bulunuldu.
ERKEĞİN LÜKSLE EVLİLİĞİ UZUN SÜRER Mİ?
Bize yıllarca "Bir bez parçasına bu kadar para verilir mi?" demogojisi yapan erkeklerin durumuna düşmemek için aynı soruları sormayacağım. "Demek ki canınız istemiş, almışsınız, ne güzel," demekle yetineceğim, ama memnuniyetsizlik duyduğum bir bölüm var. Bizlerin favori tasarımcıları kadınların koleksiyonlarını bir kenara bırakıp, erkeklerle ilgilenmeye başladı. İlk önce Rodarte, sonra da Matthew Williamson Paul Cadman'ın deyişiyle 'Sektördeki boşluğu görerek' kapsül koleksiyonlar hazırladı. Tom Ford'un uzun yıllar önce kadın işini tamamen bırakıp, birbiri ardına açtığı erkek butiklerinin izinden gitmeye başladı tüm modacılar ve moda evleri. Burberry, Çin'de erkek koleksiyonunun dağıtımını verdiği şirkete haklarını geri almak için 110 milyon doların üzerinde para ödedi. Hermes, Ralph Lauren, Coach, Salvatore Ferregamo, Vivienne Westwood gibi devler dünyanın dört bir yanında ilk 'sadece erkek' butiklerini açtı. Çünkü dediklerine göre 'kadınlarla birlikte kadınsı yerlerde alışveriş yapmayı sevmiyordu." Herkes erkeği daha maskülen ortamlarda, daha renkli kıyafetlerle tanıştıracaklarının sözünü verdi. Bakalım lüks ile erkeğin evliliği ne kadar sürecek?
