Türkiye'nin en iyi haber sitesi
CEM SANCAR

Mesele YOLSUZLUK değil Çekirge, anlamadın mı?

Türkiye bizi sürekli büyütüyor, yeniliyor. Olgunlaşıyoruz. Yüreklerimiz merhametli bir demokrasi, mazlumların medarı iftiharı bir Türkiye için yanıyor, zihinler -zihnimiz- küresel çakalların saldırılarıyla daha da bir açılıyor.
Bir kere en başından söyleyelim, bu dünya hırsların dünyası! Yolsuzluk, rüşvet de bu hırsın olmazsa olmazı. Kim nerede, kimle işbirliği yaparak halkın parasını çalmışsa, halkın tokadını yemeli. Bedelini ödemeli. Ödesin. Ki Arınç, tam da bu konuda en üst noktadan söylenmesi gerekeni açıkça söyledi. Burası tamam...
Gelelim kısa bir süredir yaşadıklarımıza. Biliyorsunuz, dershane tartışmasında tek taraflı hırçın bir histeriye şahit olduk. Ardından eski bir MGK kararı ortaya çıkarıldı. Fesat. Neyse ki başbakanın dik sakinliği gerilimi azalttı.
En son Hakan Şükür istifa ettiğinde, bu güzel dedik, ne yalan söyleyelim şimdi! "Delikanlı gibi ayrılıyor, kendi siyasi yapılarını kursunlar!" dedik.
Ama itiraf etmeliyim ki, saf olduğumuz, romantik olduğumuz, aklımızın kötülüğün bu derecesine ermediği bir kere daha ispatlandı bu konuda.
Çünkü hemen akabinde "Bu son uyarıdır" tehdidiyle iş çığırından çıktı! Gazetecilerin kişiliklerine, gazeteci çocuklarının özel hayatlarına ait uydurulmuş videolar, deforme edilmiş sabıka kayıtları ortalığı kapladı. Sosyal medya edepsizlikte çağ atladı, çıldırdı! Bel altı hezeyan bir çığ gibi büyüdü. Özellikle Twitter, sabırları taşıran bir kinle şişti.
Ardından güm diye -seçimlere üç ay kalmışkenüç ayaklı bir operasyon patladı.
Birbiriyle alakasız üç dosyayla! Hükümetin üç itibarlı işine vuruyordu operasyon: TOKİ, Belediyecilik ve İran Doğalgazı. Tabii arkasında Kürt Açılımı ve Kuzey Irak Petrolü. Çünkü bu enerji atılımı Halk Bankası üstünden yapılmakta. Bu ülkenin menfaati için risk alan Halk Bankası bloke edildi! Operasyon ona vurdu.
Aynı günlerde enteresandır, Balbay'ı dışarı çıkaran gerekçe BDP'li vekillere uygulanmadı. Ama 28 Şubat'ın faşoları patır patır salıverildi! Görevden alınan komplocu polis şeflerini de düşününce, "Gezi'nin ilk günü çevreci insanların çadırlarını kim yakmıştı?" sorusu not edildi beyin defterimize...
Tamam artık büyük fotoğraf ayan beyan ortada: Usul Devrimini sürdüren ve dünyaya karakterli bir liderlik mesajı veren ülkeye, gözü kara bir Lejyoner takımıyla huruç hareketi yapılmıştır.
Mevzu, uluslararası bir had bildirme, 'Erdoğansızlaştırma' ve 'Yönetemez Hale Getirme' operasyonudur. Erdoğan'ı ve halkın iradesini, 'Algı yönetimli bir kumpasla' geriletme kalkışmasıdır bu. Yolsuzluk sosu bu işin aslını perdeleme tarafıdır. Böylece halkın duygu-tepki kodlarıyla oynanıyor.
Halk Bankası uluslararası tiranların ambargosunu delen Türkiye'nin tüm bölgedeki yükselişinin, Azerbaycan, İran ve Kuzey Irak ile yapılan enerji antlaşmalarının merkezi. Türkiye'nin zenginleşmesinin finans kalbi, kasası... Oraya vuruluyor! Yani? Türkiye'nin yeni ekonomik çıkarlarına vuruluyor. Herkes biliyor, yazıyor, yazdı: İsrail ve Amerika bunu zaten dillendirip duruyordu, aylardır o bankayı hedef gösteriyordu!
Kimliği ne halt olursa olsun, yolsuzluk yapanların başında patlayacak adalete olan inancımız tam. Fakat bir şey var ki mühim: Kullanışlı Lejyonerler bilmiyorlar mı ki; son cüretleriyle bizim - kapitalizmin yolsuz yağmacılarını her fırsatta lanetleyen mutedil insanların - Erdoğan'a karşı bitmez tükenmez bir kinle estirilen bu fırtınaların, ülkeye düşman bir koalisyonun çıkarlarına hizmet ettiğini göreceğimizi ve bu algı darbesinin karşısında safları daha da sıklaştıracağımızı? Bilmiyorlar mı bu işin ters tepeceğini?
Bilmiyorlar demek ki, ama öğrenecekler Çekirge...
Net konuşalım bence. Bizim gibi kendi halinde insanlar nezdinde bu operasyon, bazı -Müslümanlığı bir maskeli balo kıyafeti gibi kullanan- kör koşucular, Ergenekon'un boşalmış koltuklarına sulanan bir takım mutaassıplar, İran altınları ve Kürt Petrolüne göz dikmiş yabancılar ve histerik ahmaklar tarafından ülkemize yapılmış bir saldırıdır!
Erdoğan'ı hedef alan, onu demokratik olmayan yollardan düşürmek için çeşitli kodları ahlaksızca karıştıran bu çok 'tipli' Lejyonerler'e -müsaadenizledemek isterim ki: Bu ahali sizin o kodlarınızı okuyacak olgunluktadır ve size "Kodu mu oturtur!" Ve de oturtacaktır...
Orada burada -yeter ki Erdoğan devrilsin de- "Ülke kaybetsin bana ne" kafasıyla göbek atan beyni alınmış siyasetçiler, laf geveleme madrabazı yazarlar ve o şişirilmiş romancılar filan da boşuna sevinmesin.
Türkiye kendini yeniden tanımlıyor. Yolsuzluk meselesi açılır, safralar atılır, finalde ülke daha da büyür. Sivil aktörler apaçık ortaya çıkar, karanlıkta konuşma biter, ışıklar yanar...
Ama bugün birileri yine mızraklarının ucuna Kur'an sayfaları asmakta! Tarih, tuhaf bir tekerrürden ibaret değildir. Bu kez kimseyi, dinimizi kullanan herhangi bir Muaviye'ye harcatmaya niyetimiz de yok, yüzlerce yıl sürecek zifiri bir karanlığa geri dönmeye de...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA