Etrafınıza bir bakın! Ne kadar çok 'küçük insan' var. İnsanın hayata dair umutlarını köreltiyorlar. Siz onların 'büyük' elbiseler giydiklerine aldanmayın. Güçten beslenirler. Güçlü karşısında ezik, güçsüz karşısında zalim olmaya teşnedirler. Ve sizi oyunun dışına atmak ya da oyunu kirletmek için sürekli faul yaparlar.
Bugün futbolda olan da budur. Kimi 'Türk büyükleri' oyunumuzu çoktan kirletmiş. Görünen o ki, sürekli faul yapmışlar. Evet, biliyoruz. Artık gazozuna maçlar yok. İki taştan kale yaptığımız, iyi oynayan iki kişinin aynı takımda yer almamasına dikkat ettiğimiz günler çok geride kaldı. Futbol artık milyon dolarların döndüğü bir bacasız endüstri. Lakin 'Birinci Lig kapitalizmi'nde iyi kötü bu endüstrinin bir kuralı vardır. Kuralların dışına çıkmanın müeyyidesi ağırdır. Bizimki gibi '2. Lig kapitalizmi' ise kendi koyduğu kuralları da sık sık ihlal eder. Arkadan tekme atar, çelme takar! Ve zamanla bu kirlilik kanıksanır.
***
Lakin artık sistem, safralarını atıyor. Hedef, 'Birinci Lig kapitalizmi.' Ve 'kral çıplak!' Ve taraftar yol ayrımında. Hayat bilgisi dersi sınava zorluyor. İki yol var. Ya bir kısım Fenerbahçeliler gibi davranılacak. Ya da Beşiktaş'ın 'Çarşı'sı gibi. Ya "Aklanın gelin" diyerek, Kupa geri verilecek; ya da "Kol kırılsın yen içinde kalsın" denecek. Ya "Fenerbahçe için kurşun atanda kahramandır" diye hamaset nutukları atılacak; ya da 'ama'sız mamasız "Yıkanın gelin" diye bağrılacak. Küçük adamların ayak oyunlarıyla devşirdikleri güç gözleri kamaştırmayacak. Oyuna, yani kendimize sahip çıkacağız. Çünkü bir yalanın baş ucunda uzun süre oturulmaz?
***
NOT: Fenerbahçeli değilim. Geçen hafta "Aziz Yıldırım, Fenerbahçe Cumhuriyeti'nin Recep Peker'i" diye yazdım, Fenerbahçeliler kazan kaldırdı. Gelen küfür maillerinin haddi hesabı yoktu. Bugün de 'Çarşı gönüllerin şampiyonu' diyorum. Ama Beşiktaşlı değilim. Bilmem birilerine bir şeyler anlatabildim mi?
