1980 darbe öncesinde, polisin sevdiği işlerden biri 'kepçe operasyonu'ydu.
Aklına estiğinde bir yere tezgahı açar, tipini beğenmediklerini gözaltına alırdı.
Sonra, 'kepçeye takılanları' tek tek inceleyerek, gerekirse 'elden ayaktan düşürerek', örgüt üyesi 'avlamaya' çalışırdı. Buna olta balıkçılığı yerine, bir nevi trol balıkçılığı da diyebiliriz! Sanırım bu 'kadim yönteme' modern kıvrımlar eklenerek yeniden dönüldü! Artık her operasyon 'kepçe' ile yapılıyor.
Artık kepçeye kim düşerse, trole kim takılırsa! Bunun son örneği kendilerine 'anarşist' diyen gruba yönelik operasyon oldu. Eşcinsel hakları savunucusu, hayvansever, 'antikapitalist Müslüman', kim varsa, gözaltına alındı. Duydum ki, bu esnada Taksim'deki Cafe26'ya yapılan baskında, Spinoza'nın kitabına da el konmuş. Böyle bir operasyonda Spinoza'nın da 'gözaltına' alınmasını şahsen ilahi bir mesaj olarak yorumladım!
Çünkü muhteremin, yani Spinoza'nın kendisi tam bir 'lanetli'dir! İtalyan Marksist filozof Toni Negri'nin kendisini 'vahşetin bir çağrısı' olarak nitelendirilmesi boşuna değildir. Çünkü:
- Din savaşlarının ve despotik merkantilist rejimlerin iktidarları altında ezilen Avrupa'nın göreli olarak en 'özgür' ülkesi Hollanda'da bir Yahudi olarak dünyaya gelmesine rağmen, 23 yaşında sinagog mektebinden ve cemaatten ihraç edilir.
- Bir Yahudi fanatiğin bıçaklı saldırısına uğrayınca Amsterdam'dan ayrılır. Söylendiği kadarıyla 'hoşgörüsüzlüğün ne mene bir şey olduğunu' hep hatırda tutabilmek için, hançerle yırtılmış mantosunu da yanında taşıyarak.
- Yine bir anekdota göre, âşık olduğu kızın babası Hıristiyan olmasını isteyince aşkından vazgeçer.
- Prusya Üniversitesi'nden para karşılığı ders vermesi için davet alır. Lakin üniversitenin danışmanı "Değerli Bay Spinoza," diye başlayan mektubunda "Kamusal olarak kurulmuş düzene ve resmi kamusal dine aykırı düşen öğretilere rağbet etmeyeceğinizden eminiz," diye yazınca, Spinoza "Majestelerinin 'kamusal olarak kurulu' öğretilerinin 'sınırlarının' nereye kadar düşünmeme izin vereceğinden" ve kamusal olarak ders vermesinin' kendisini adadığı düşünme ve felsefe çabasından ne ölçüde 'feragat' etmesini gerektireceğinden asla emin olmadığını yazar. Teklifi reddeder.
Yanıtına "Görüşlerini ve öğretilerini yayma şansı kendisine tanındığı için verdiği dersler karşılığında para almayı ahlaki bulmadığını, bir öğretmenin, öğrencilerinden para almaması, aksine vermesi gerektiğini," de ekler! Bunu söylerken hayatını hep gençlik yıllarında öğrendiği mercek yontuculuğuyla kazanmaya çalışır.
Ve cebi her zaman deliktir.
En büyük eserinin adı Etik, ilk çalışmalarından birinin adı ise Zihnin Tamiratı'dır. Etik ve zihnin tamiratı. İşaretlerin dili dedikleri bu olsa gerek! Spinoza'nın gözaltına alınması, size de manidar gelmedi mi? (Not: Spinoza ile ilgili bilgiler Ulus Baker'in Yüzeybilim Fragmanlar kitabından.)