Türkiye'nin en iyi haber sitesi
METİN SEVER

Kadınlardaki Hürrem Sultan sendromu

"Hürrem'in, bulunduğu yere gelirken zekasını, yeteneklerini, yüzlerce tehlikeli ve keskin eşikte bilemesi gibi günümüz kadını da, modern hayatta aynı şeyi yaşamakta ve yapmakta. Bu nedenle, günümüz kadını biraz Hürrem Sultan, biraz Kösem Sultan'dır. Erkek güçse, kadın yumuşak güçtür. Erkek sopaysa, kadın iğneli fıçıdır"

Son söyleyeceğimi ilk söyleyeyim:
Erkek devletse, kadın derin devlettir!

***
Hürrem Sultan'a bir bakın.
Ukrayna'da yaşayan küçük bir kızken Tatarlar tarafından kaçırılıp Kırım Sarayı'na satılıyor. Birkaç yıl 'tahsil terbiye' gördükten Osmanlı Sarayı'na hediye ediliyor. Saray'a geldiğinde ilk istediği şey ölmek. Ama kısa sürede, Saray'da yaşayabilmek için nelerin gerektiğini büyük bir hızla öğreniyor. Saray'ın iktidar kodlarını bir bir çözüyor.
İlk elde, Valide Sultan'la arasını iyi tutuyor. Çünkü padişahın özel hayatını Valide Sultan'ın kontrol ettiğini, onun yol vermediği hiçbir kızın Harem'e giremeyeceğini görüyor. Yani ilk önce, kadınlar dünyasındaki iktidar savaşlarının şifrelerini çözüyor. Harem'e girdikten sonra ise sıra Saray'ın ve erkekler dünyasının şifrelerine geliyor. Bunu da başarıyor. Kanuni gibi bir padişahı avuçlarının içine alıp, alttan alta yönetip, yönlendiriyor.
Kızı Mihrimah Sultan'la Rüstem Paşa'yı evlendiriyor. Bu evlilik, Hürrem Sultan'ın oğullarından birini tahta çıkarma ve Şehzade Mustafa'dan kurtulma planları açısından stratejik öneme sahip. Daha sonra veziriazamlığa yükselen Rüstem Paşa, Hürrem Sultan'a planlarını gerçekleştirmesinde büyük destek oluyor. Hürrem Sultan, çarklar içinde ezilmemek için kendi çarklarını kuruyor hep. İktidarı içeriden kuşatıyor, ele geçiriyor. Kölelikten, cariyeliğe, sonra Kanuni Sultan Süleyman'ın eşliğine ve 'danışmanlığına' ulaşıyor.
***

Şimdi zurnanın zırt dediği yere geldik.
Ben, bu meziyetlerin sadece ona özgü olmadığını, 'Hürrem Sultan sendromu'nun her kadında farklı derecelerde zuhur ettiğini düşünüyorum.
Çünkü erkek egemen dünyada başka türlüsü mümkün değil.
Kadınlar, erkeklerin mülkiyetinde olan bir dünyaya doğmaktadırlar.
Hayatın ve erkeklerin baskısı karşısında yeterli güçleri olmadığı için geriye çekilerek kendilerini korumaya çalışırlar.
Tam burada John Berger'in Görme Biçimleri kitabından bir alıntı yapalım: "Kadınların toplumsal kişilikleri, böylesine sınırlı, böylesine koşullandırılmış bir yerde yaşayabilmek ustalıklarından dolayı gelişmiştir." 'Hürremleşmek' işte budur.
Erkeğe ait bir dünyada ayakta kalma çabasıdır. 'Erkeksileşmeden erkekleşmektir.' İktidar için sertleşmeden, kıvraklaşmaktır.
Her saray entrikasının içinde mutlaka bir kadının olması boşuna değildir.
Hürrem'in bulunduğu yere gelirken zekasını, yeteneklerini, yüzlerce tehlikeli ve keskin eşikte bilemesi gibi günümüz kadını da, modern hayatta aynı şeyi yaşamakta ve yapmakta.
Bu nedenle, günümüz kadını biraz Hürrem Sultan, biraz Kösem Sultan'dır.
***

İlk yaptıkları iş erkek dünyasının kodlarını çözmektir. Gözlemlerler, izlerler, notlarını alırlar. Hiçbir zaman direk hedefe yönelmez, açıktan 'dövüşmezler.' Mesela, rivayet o ki, Kanuni, Hürrem Sultan'ın oğullarından birinin idamına karar verir.
Hürrem Sultan, oğlunu kurtarmak için Kanuni'ye "Sen nasıl babasın?" demek yerine "Yüksek ruhlarda kin barınmaz, sen yüksek ruhlu bir insansın, affet oğlunu," der. Ve çocuk kurtulur.
Şimdi de durum farklı değil. Kelimeler hep çok katmanlıdır. Üstü üste giyinmiştir. Anlamak için üstündeki elbiseden soyundurmak gerekir.
Sabırlıdırlar. Tuzaklarını kurar ve beklerler. Aynen Osmanlı istihkam taburları gibidirler. Derinden ve sessiz çalışırlar. Çoğu zaman 'kalenin' fethedildiğini bile fark etmezsiniz.
Temel felsefeleri 'domuzdan bir kıl koparmak' üstüne kuruludur.
Bu nedenle, erkek saraysa, kadın entrikadır.
Erkek güçse, kadın yumuşak güçtür.
Erkek sopaysa, kadın iğneli fıçıdır.
Erkek makro devletse, kadın mikro devlettir.
Erkek devletse, kadın derin devlettir!
Bu nedenle, kimse, sadece kadınların yönettiği bir dünyanın daha iyi olacağını düşünmesin.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA