Fikstürün belli olmasının ardından Sabah Gazetesi'nin usta kalemi Haşmet Babaoğlu, play-off uygulamasını sabahspor.com okuyucuları için değerlendirdi.
Özge AYDIN/SABAHSPOR.COM
Türkiye'de ilk kez gerçekleştirilecek olan Süper Final'in fikstürü belli oldu. Bu uygulamayı doğru buluyor musunuz?
Süper Final Şampiyonluk Grubu'nda yer alacak takımların oynayacağı maçların fikstürü belli oldu. Ardından da yorumlar başladı. Sabahtan beri yorumları dinliyorum. Federasyon yandaşı ve yayıncı kuruluşa yakın medyalarda çıkan yorumcu arkadaşların açıklamalarına inanamıyorum. Bir play-off güzellemesidir gidiyor… Halbuki şu anda burada dursak ve kendimize çok basit sorular sorsak play-off'un zorlama bir uygulama olduğunu görürüz. Mesela Altan Tanrıkulu'nu dinledim ve inanamadım. "Önümüzdeki sezon da mutlaka uygulanmalı" diyor. Hatta "Göreceksiniz Türkiye'deki play-off modeli çok yakında İspanya'ya ve İngiltere Ligi'ne de örnek olacak" da diyor. Altan herhalde büyük bir medya kuruluşunun ya da yayıncı kuruluşun ortaklarından biri oldu diye düşünüyorum. Diğer play-off'a övgüler düzen arkadaşlara da "Bu yorumları yaparken hiç mi sıkılmıyorsunuz, hiç mi utanmıyorsunuz" diye soruyorum.
İlk olarak… Bir kere play-off uygulaması "lig maratonu" dediğimiz bütün o emeği, çabayı ve mücadeleyi öyle ya da böyle yok sayar. Puanlar aktarılıyormuş da, şöyleymiş de... Hikâye bu! Bu işin yalan tarafı!
İkinci nedeni… Bir arkadaşım Lig TV'de "Şimdi tabii, play-off'un ilk haftasında öyle sonuçlar alınabilir ki sonradan oynanacak maçlar pek anlamlı olmayabilir" diyor. Yani, "Fenerbahçe – Trabzon berabere kalır, Galatasaray Beşiktaş'ı yenerse işi bitti sayalım" ifadesini kullanıyor. Eğer böyle bir ihtimal varsa o uygulamanın iyi, zevkli, harika ve gelecek sezonda da kalması gereken bir uygulama olduğunu söylemek çelişkinin daniskası değil mi? İnsan bunu söylemekten sıkılmaz mı?
Üçüncü olarak… Türkiye'de artık taraftarlık da ağır biçimde kutuplaştı. Kimse kimseye güvenmiyor. Kimse Türkiye Futbol Federasyonu'na güvenmiyor. Düşünsene zaten iki gündür herkes sokakta "Ya abi ne kurası. Son haftaya bir Fenerbahçe – Galatasaray maçı koyarlar. Onun kurası mı olur?' diye konuşup duruyor. Nitekim son haftada Fenerbahçe – Galatasaray maçı da var. Böyle olur bu işler... Şimdi zaten güvensizlik had safhada. Bu play-off'ta Trabzon ve Beşiktaş'ın rakibine vereceği her puan tartışılır hale gelir. Bu güzel bir şey mi? Bunun övülecek bir tarafı var mı? Zaten üzerinde kara bulutlar gezinen Türk futbolunu daha da karartmaz mı? Daha da kuşkulu ve tatsız bir hale sokmaz mı? Trabzonspor ve Beşiktaş'ın kaybedeceği her puan Fenerbahçe ve Galatasaray'ın gözünde bir kuşku işareti oluşturacak. Alınan ve verilen puanların tamamı kuşkulu hale gelecek. Biz de buna 'Aman ne kadar güzel bir statü' diyeceğiz.
Dördüncü neden ise Türkiye'de 'hatır şikesi' diye bir kavram olması. Yani onun da çaresi yok, onun yasası yok, şusu yok, busu yok... İlk iki haftada sonucun ne olacağı belli olduğunda sonraki haftalara bu hatır şikesi üzerinden kuşku düşecektir. Aynı zamanda tatsız tuzsuz maçlar da seyredebiliriz. "Derbiler çok zevklidir" diyorlar. Ben gençliğimde zevksiz, tatsız tuzsuz derbiler izlemekten fenalık geçirirdim. Kimin şampiyon olduğu belli olduktan sonra gerçekten zevkli bir derbiden söz edebilir miyiz?
Yani uzun lafın kısası bu play-off övgüsü nedir? 'Hele gelecek sezona da kalsın' diye yapılan şamata nedir? Play-off'u savunanlar futbol endüstrisinin açgözlü kapitalistleridir. Onlar için çok doğrudur. Onlar bunda haklı da olabilirler. Ne kadar çok para kazanırlarsa o kadar iyidir onlar için. Ama futbolseverlerin play-off'u savunmasını anlamak mümkün değil. Her play-off uygulamasında puan dağılımında bir türlü adalet yakalanamıyor. Bu statü çok zor bir statü. Burada bir adalet üretilemez. Bana göre play-off bir lig için ligin anlamını ortadan kaldıran bir uygulama.
