Galatasaray'ın rakibi liginin lideri olsa da, sonuçta bir 'beklenen sonuç' var haliyle... Gerçi artık söz konusu
'ligimizin büyüüüüüük takımları' olunca beklenti
'palavra' ya neyse! Normalde, Denizlispor'un biraz direnmesi, sonra düşmesi, ardından gol(ler) yemesi gerekiyor...
Aslında öyle de oluyor amaaa kolay zora girdikten sonra!
Bir kere sahada 3 takım var! O üçüncü takım, Hagi ve Tugay'dan oluşuyor... Şurası şüphesiz:
Onlar da Galatasaray'ın kazanmasını istiyorlar. Ama aslarından noksan Denizlispor karşısına, bir stoperi Cana olan ve verilen taktiği hiç anlamamış bir takımla çıkıyorlar. Taktiğin anlaşılmadığını, defans korkunç açıklar verip ceza sahası yol geçen hanı haline gelince önce Hagi'nin sonra da Tugay'ın Ayhan, Sabri, Cana, Servet ve Insua'yı azarlarından anlıyoruz.
AZAR SONRASI ŞAŞKIN ÖRDEKLER
Toparlanmış Kewell ve
'Atılgan arkadaş' Pino ile ileride zorlanmayan takım, 20'den sonra yoğunlaşan
'azar trafiği' yüzünden
'şaşkın ördeklere' dönüyor. Takımın yarısı kenara bakarken yarısı ileride gol arıyor. Aslında gol zor değil. Zira Denizlispor terbiyeli bir sistem içinde oynamaya çalışsa da defansının kalitesi Galatasaray'ı kaldıramıyor.
Önce netler (11'de Kewell ve 21'de direğe takılan Pino ile) geliyor; 27'de Elano'nun akıl dolu vuruşuyla da gol... İkinci yarıda Aydın-Ali Turan değişikliği sahadaki şaşkınlığı ve
'kenar müdahalesi'ni çözüyor. Galatasaray yine
'baskın' ama 66'da İsmail'in kafasıyla yenen korner golünü açıklamak mümkün değil! Tuhaf şutlarıyla saç baş yolduran Pino, Elano'dan gol dersi aldığını 75'te yine Brezilyalı'nın asistinde gösteriyor. Kolombiyalı, 88'de üçüncü golü imzalayınca Cimbom kupaya 3 puanla başlamış oluyor.