Türkiye'nin en iyi haber sitesi
GÜRCAN BİLGİÇ

Şimdi sıra Everest'te

F.Bahçe için engeller bitmiyor... 17'de 16 yapmak, ardından Alex sorunu, bitmedi teknik adam meselesi... Arsenal ise en zoru...

Fenerbahçe'nin sanki asli işi bu... Önüne dağlar yığılsın, bütün camia da bunları delmek için uğraşsın... Sadece yaşadıkları problemler değil bu isyanı başlatan... "Tam işler yoluna girdi" dediğinizde, illa ki bir kriz, sorun çıkar. Onları çözmek için uğraşırsın. Şampiyonlar Ligi öncesinde de beş takım arasından en iddialısının rakibi olmak gibi bir istikrara da imza attılar. Salzburg eşleşmesinin peşinden, bu kez Everest'e tırmanmak zorunda Ersun Yanal... Biraz geriye gidin... 17'de 16 yapmak zorunda kaldılar. Biraz öne gelin, Alex ile uğraştılar bütün sezon. Her şey güzel, Avrupa Ligi'nde yarı final oynanıyor. Takım tüm sezonların rekorunu kırmış, en fazla maç yapan takım olmuş. Teknik direktör ile başkan didişiyor. Aslında Fenerbahçe'ye ve Fenerbahçeliler'e "asi" karakterini kazandıran da budur. Zor, daha zor... Bizim elit askerlerimiz; Bordo Bereliler'in son sözü gibi, "İmkansız biraz zaman alır..."

F.BAHÇE'NİN ÖNEMLİ AVANTAJLARI...
Arsenal'in tecrübesi, kadro kalitesi ve Şampiyonlar Ligi'ne aşinalığını göz önüne aldığımızda, gerçekten de imkansızı başarmak adına bazı şeylerin yapılması gerekecek. Özellikle yabancı oyuncular için müthiş bir macera başlıyor. Dünyanın gözünün önündeki maçta, kalite kontrolüne çıkacaklar. Bu birinci avantaj... İngiliz takımları kendi sahalarında makine gibidirler ama deplasmanlarda ibreyi şaşırırlar. Oyun düzenlerinden taviz vermedikleri, rakibe göre düzenleme yapmadıkları için, zaaflarını değerlendirmek kolaylaşır. Bu yüzden Kadıköy'deki ilk gece, turu geçen tarafı belirler. Planların yapılacağı ve herkesin kendini aşacağı 90 dakika budur. Ve farkına varılması gereken üçüncü bir avantaj daha var; Fenerbahçe de Arsenal'in çekebileceği en zor kuraydı. Bu endişeyi hisseden bir rakip, hata da yapar.

'SEVİLMEYEN RENKLER' ÜZERİNE...
Süper
Kupa maçına günler kala Aziz Yıldırım, sarı ve kırmızı için diyor ki: "Bu renkleri hiç sevmem.." Galatasaray Başkanı da cevap veriyor; "Bu renkleri sevmeyenle yan yana oturmam.." Ne gerek vardı bu konuşmaya. Yine ortamı germeye, iki kulübün arasındaki gerilimi arttırmaya? Bu gerilim, taraftarlara yansıyınca çıkacak sorunlar kimin işine yarayacak? Sarı, Fenerbahçe'nin renklerinden biri... Kırmızı, zaten bayrağımızın rengi ve Fenerbahçe'nin ambleminde var, anlamını da kazanmış. Sen kendi renklerini, rakibin de tercih etti diye sevmezsen, neyi sevebilirsin ki? Kulüp ve başarı siyasetini, sadece ezeli rakip üstünden yapmak, taraftarı böyle manipüle edip, etrafında toplamaya çalışmak, çok uzun süredir yapılan bir strateji. Ve hepsinde de plan tutuyor, çünkü iki kulüp taraftarlarının da zayıf noktası bu. Spordaki şiddetinin de başlangıç noktası aynı zamanda.

BÜLENT YILDIRIM UYANIK OLMALI
Süper
Kupa'yı geçen sene Cüneyt Çakır yönetti, iyi değildi. Sezonun son F.Bahçe-G.Saray maçında da o vardı. Yine tartışıldı. Bu kez Bülent Yıldırım'da bayrak. Avrupa Şampiyonası'nın ardından iyi bir sezon geçirdi. Kendisini çok geliştirdi. Özellikle bizim eleştirdiğimiz, kolay faul çalmaktan da gittikçe uzaklaşan bir hakemlik yapıyor. Bu maçta da en çok bu tarafı işe yarayacak. Çünkü sahadaki 22 oyuncunun büyük bölümü hakemden faul almakta istekli isimlerden oluşuyor. Yıldırım'ın sert g eçmesi beklenen bu maçta, kendisini yanıltmaya çalışanlara karşı çok uyanık ve yakın olması şart. Umalım lig öncesi artistik hareketleri sadece gol vuruşlarında, paslarda veya çalımlarda görürüz.

İKİ ÖNEMLİ TRANSFER
İki
önemli transfere imza attı Fenerbahçe... Holmen orta saha, Emenike de top taşımada sorunları olan ön taraf için ideal oyuncular. Ersun Yanal, sorunları çözmekte usta bir hocadır. Gittiği her takımda ismi duyulmamış önemli oyuncular da yarattı. Salzburg maçlarındaki defansif zaafların, özellikle güçlü rakipler karşısında giderilmesi çok güç olmayacak. Ama ileride top tutup, takımını korkulan ekip yapması gerekiyor. Çok top çalan bir orta saha (Holmen) ve kendisine atılan topu koruyup, rakip kaleye kadar taşıyan bir forvet (Emenike) problemlerin zorluk derecesini hızla aşağıya çeker.

KESER DÖNER, SAP DÖNER!
Fenerbahçe
Başkanı Aziz Yıldırım, geleneksel TSYD (Türkiye Spor Yazarları Derneği) Kupası'nı oynamak istemedi. Her yeni sezon öncesinde, İstanbul'un üç büyüğünün gövde gösterisini, yazdan gelen taraftarların ilk heyecanını ve her şeyden önce tüm takımların eksiklerini en iyi tespit ettikleri platformu yok etti. Bunu yaparken ilk sebebi, "Sezon öncesinde yıpranıyoruz. Yenilen takım çok eleştiri alıyor. Bunların gereği yok" görüşüydü. Şimdi ise, iki senedir lige Galatasaray maçları ile başlıyor. Geçen sene Erzurum'da, bu sene Kayseri'de, ondan öncesinde Beşiktaş'ın da olduğu iki Almanya Süper Kupa maçı. İnsanın korktuğu başına gelirmiş... Ezeli rakiplerine kaybetmekten çekinen, bunun için mecbur olmadığı maçı oynamayan Aziz Yıldırım, şimdi muhtemelen TSYD Kupası'nın lanetiyle uğraşıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA