2020 adaylığımız konusunda 2.5 gün boyunca Lozan'da umut dolu anlar yaşadık... Öncelikle IOC üyelerine çok iyi bir sunum yapıldığının altını çizmemiz gerekiyor.. Sonrasındaki yakın markajlar da bir o kadar etkileyiciydi. Biz Lozan'a gelirken geride bıraktığımız Gezi Parkı olayları vardı. Hepimizin aklındaki soru bu sürecin bize ne kadar zarar verdiğiydi. Beklediğimiz gibi basın toplantısında yabancı gazetecilerin sorduğu 6 soru da Gezi Parkı olaylarından geldi. Bu sorulara Başbakan Yardımcımız, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan güzel yanıtlar verdi; süreci çok iyi analiz etti. Özellikle hep bir şey vurgulandı, Türkiye'nin genç nüfusunun altı çizildi. Öyle ki sunum yapan heyetin yaş ortalaması bile oldukça gençti.
İkinci gün Lozan Palas'taki odalarda aday kentler hem gazetecileri hem de IOC üyelerini misafir etti. Öncelikle Madrid ve Tokyo stantlarını gezdim... Madrid hazır tesisleriyle kendini şanslı görüyordu ve sürekli ekonomisine vurgu yaparak, "Avrupa'da kriz var ama bizde yok" tezini ortaya koydu. Japonlar 200 kişi gelmişti. Olay adam Tokya Valisi Naoki Inose çok stresliydi her gördüğümde sigara içiyordu. Bir sigara biterken diğerini yakıyordu!. Stantlarına da beklenen ilgi yoktu. Türkiye'nin farklı bir havası vardı. İyi bir ekip takım oyunu ortaya koydu. Standımıza gelen her IOC üyesi markaja alındı. Sayın Suat Kılıç ve Ali Babacan'ın büyük katkıları ilgiyi daha da arttırdı.
Lozan'daki en önemli şey gezi olayları sonrası sarsılan adaylık şansımızın tekrar yukarıya doğru ivme kazanmasıydı. Peki şanslı mıyız? Yoksa bu bir hayal mi? Bence şanslıyız.. Arjantin'deki oylamada İlk ikiye kalırız... İstanbul ve Madrid finalde kapışır...