Türkiye'nin en iyi haber sitesi
LEVENT TÜZEMEN

Senkron ayarı şart

Galatasaray Dergisi için Bener Onar'la bir söyleşi yapan Cesare Prandelli, "Mancini dönemine oranla Prandelli'nin Galatasaray'ında ne gibi temel farklıklar göreceğiz?" şeklindeki soruya İtalyan hoca şu cevabı veriyor:
"Herkesin kendine has bir karakteri vardır. Mancini ve ben aynı insanlar değiliz. Aynı ekolden gelebiliriz ama futbola bakışımız farklı olabilir. Bu farkları zaten ileride sahada göreceksiniz.."
Prandelli'nin Galatasaray'ını çıplak gözle üç maçta izledim.. Rapid Wien, Honved ve Atletico Madrid'e karşı çıkan kadrolara bakınca İtalyan Hoca'nın "Kadro istikrarı"nı yakalamaya özen gösterdiğini gözlemledim. Şimdi örneklerini vereceğim.
Rapid Wien maçı onbiri: Eray- Veysel, Chedjou, Hakan Balta, Telles-Melo, Selçuk-Olcan, Emre Çolak, Bruma-Burak..
Honved maçı onbiri: Sinan-Veysel, Chedjou, Semih, Telles-Melo, Selçuk- Olcan, Emre Çolak, Bruma-Burak..
Atletico Madrid maçı onbiri: Muslera-Veysel, Semih, Chedjou, Telles- Melo, Selçuk-Hamit, Olcan, Bruma, Burak...
Galatasaray'ın üç maçına bakınca Mancini döneminde rastlamadığımız kadro dengesini Prandelli'nin tercihlerinde görüyoruz. Aklın yolu bir derler; Prandelli'de takım uyumu, oyun ritmi, birlikte hareket etme ve oynama alışkanlığı için kadro yapısını bozmamaya çalışıyor. Sonradan oyuna aldığı oyunculara da "Sizden vazgeçmiyorum ama ilk onbire girmek için önünüzdeki rakiplerinizi geçmeniz gerekir. Ben rekabeti severim" mesajını verdi.
Prandelli kadro istikrarını korurken ligdeki 5 yabancılı sisteme göre de hareket ediyor. Galatasaray 5 yabancı ile ilk kez Atletico'ya karşı oynadı. Sneijder geldiğinde "Kim dışarıda kalır?" sorusu belki çok sorulacak. Ancak Serdar Taşçı kiralanabilirse, Chedjou "Out" olacak Bruma rahatlayacak. Uyumlu bir karakter çizen Prandelli imza töreninde, "Yabancı kısıtlamasına ne diyorsunuz?" şeklindeki soruya "Kurallarla ilgili bir sıkıntımız olmaz. Bir kural varsa ona uyulur" gibi yapıcı bir tavır sergilemişti.
Sonuçta; Prandelli vatandaşı Mancini'nin Galatasaray'da yıktığı takım ve aile olma kültürü ile "Biz" diye düşünme felsefesini yeniden inşa etmeye çalışıyor. Bir takımın fiziksel ve zihinsel olarak "Kompakt" haline gelmesi zaman alır. Fatih Terim döneminde kazanılan, "Takım ruhu" Mancini döneminde ne yazıkki iflas etmişti. Takım ruhu ve birlikteliği Galatasaray'ı iki yıl şampiyon yapmıştı. Kaybolan bu değerleri Prandelli oyuncularına yeniden kazandırmak için yoğun biçimde çabalıyor. İtalyan hoca ülkesinde, "Bitti, tükendi ve gitti" diyenlere cevap vermek amacıyla Galatasaray'da şampiyonluk yaşayarak cevap vermek istiyor. İtalyan hoca futbolcularını motive ederken kendi de küllerinden yeniden doğmaya çalışıyor.
Üç hazırlık maçında Galatasaray'ın mücadele gücünü, fizik ve koşu kalitesini beğendim.
Bruma, Olcan, Emre Çolak, Veysel gibi oyuncuların ilk onbirde başladığı dönemde Galatasaraylı oyuncuların takım olarak eylemleri ile söylemleri arasında "Senkron" uyuşmazlığı var.. Nedir bu senkron: Birlikte bir işe kalkışanların 'bir' hareket etmesidir. Kısaca "Biz" diye düşünmek diyebiliriz. Prandelli de senkron uyumu adına antrenmanlarda taktik idmanlarında oyuncuların hafıza kartını oluşturmaya çalışıyor. Oyuncular da pozisyon bilgisini geliştirmek, ayağa isabetli pas yapmak ezberlerini güçlendiriyor.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA