Almanya doğumlu 35 yaşındaki Türk sanatçı Nasan Tur'un İstanbul'daki ilk kişisel sergisi
Ortak Duyuru, İstanbul Galatasaray'daki Yapı Kredi Kültür Merkezi Kâzım Taşkent Sanat Galerisi'nde açıldı. İki ayrı katta ki birbiriyle ilintili iki sergiden girişte sizi karşılayanı, dokuz ayrı ve sade yerleştirmeden oluşuyor. Bu yerleştirmelerde dokuz insanın karakalem portrelerinin yapılışına tanık oluyoruz. Portreleri yapan ressam, Berlinli bir portre ressamı. Tur, sergide videoya kaydettiği ve ekranlar aracılığı ile elektronik birer kâğıda yansıttığı bu portrelerin oluşumuna izleyiciyi de katıyor. Eserlerde, portrelerin her birinin dokuzar saat süren 'oluşum' aşamalarına tanıklık etmek mümkün. Bunların en önemli özelliği,
Uluslararası Af Örgütü arşivlerinden sanatçının titizlikle seçtiği, çoğu siyasi, 'kayıp' kişilerden oluşuyor olması. Hemen her ırk ve ülkeden gelen bu yedi kişi, küresel çaptaki 'yargısız infaz' ve adaletsizliklerin birer hayaletine dönüşerek, sergilenen elektronik portrelerde ağır ağır ortaya çıkıyor. Ayrıca bu portreler arasında kayıp gazeteciler de bulunuyor. Türkiyeli göçmen bir ailenin oğlu olan Tur, Beyoğlu'ndaki iki katlı galeriye yayılan serginin üst katı kaplayan bir bölümü için Dünya gazetesi matbaası ile işbirliğine giderek, beş bin adet devasa
İyi Haberler - Good News gazetesi hazırlamış. Sergiyi gezenlere ücretsiz dağıtılan bu eser - gazetenin sayfalarında ise, geçmişe dönük iyimser bir zaman yolculuğu yaşanmakta. Güney Afrikalı siyahi lider ve İnsan Hakları savunucusu Nelson Mandela'nın özgürlüğe kavuşmasından, dünyada ilk kez genetik olarak kopyalanan Dolly adlı klon - koyuna, İngiltere Prensesi Lady Diana'nın Prens Charles ile evlilik fotoğrafından Romanya'da 1989 yılında yaşanan ve Çavuşesku'nun devrilmesiyle sonuçlanan devrime uzanan pek çok 'olay', bu gazeteler aracılığıyla yeniden hafızalara taşınıyor. Sanatçı, sergilediği bu devasa medyatik görseller aracılığı ile, bu kolektif ve popüler 'olay' anlarının devamında, bugüne değin gelişen olumsuzluklara vurgu yapıyor. Tur, sergisinde birbiriyle uzlaşan iki farklı araçla, desen ve fotoğrafla çalışmış. Sanatçı, bunu yaparken sergiyi de görsel malzemenin medya endüstrisindeki çoklu bilgi üretim pratiği ile, geleneksel sanat üretiminin biricik ve romantik eser ortaya koyma tavrı arasında dengeliyor. Sanatçı, bu konuda şunları vurguluyor:
'AMACIM BİR YÜZLEŞME SAĞLAMAKTI' "
Bu sergide zamanı, portreleri izlenen kişilerle özdeşleşebilmek adına bir sıçrama unsuru olarak kullanmak istedim. Bunda insan oluşumuz etkili oldu. Karşılıklı ve duygusal, mahrem bir yüzleşmeye zemin hazırlamaktı niyetim. Öte yandan, üst kattaki gazeteye konu olan yapıtlara baktığımızda, haberleri nasıl algıladığımızla da ilgili bir sergi de oldu bu. Bu sergide gördüğünüz 'iyi' haberlerin gazetesi, aynı zamanda ileride yaşanacak olan 'kötü' haberleri de bize anımsatmalarıyla öteki gazetelerden ayrılıyor. Burada sergilenenler, 'haber'den öteye çıkıyor. Bu 'an'ların yarattığı insani karmaşıklığı bir arada sergilemek ve insanlara 'evet, bu anı hatırlıyorum,' dedirttikten sonra, bu fotoğrafların temsil ettiği 'güzel' anların gelecekte ne gibi trajedilere vesile olduğuna da işaret etmek istedim. Zira bir gün içinde aldığımız enformasyonla baş etmek gerçekten çok zor. Onca bilgiyi alıyor, sonra yeniden yaşamımıza geri dönmek durumunda kalıyoruz çünkü. Bu bizim medyayı nasıl alımladığımızla da ilgili, her haberin yansıttığı bir duygu da oluyor ister istemez..."