Başbakan;
"Hacıhüsrev'de büyüdüm" dedi, semte bahar erken geldi. Daha sabah vakitlerinden gittim, ikindiye kadar kalıp, dolaşıp gözledim o erken baharı. Şunca yılın itilip kakılmışlığı kara kömür tozları gibi savrula, kaybola gitmiş, esmer vatandaş suratlarına gururun ak paklığı düşmüş sanki. Ahir ömürlerinde belki de ilk kez ötekileştirilmenin ağır değirmen taşlarına emsal cüssesinden azade uyanmışlar. Say ki; kelebek kadar hafif hafif uyanmışlar ohhh!.. Başbakan yürekli adam, bir kez daha anladık. Hayatı satranç tahtası sanıp, 80 hamle sonrasını düşünerekten adım atan müzmin politikacı jargonuna ters bir laf etti çünkü.
"Bu lafı eğerler, bükerler, yanlış yere çekerler, önüme getirirler" diye düşünmedi, gümbedenek döktü yüreğini kalabalıklara:
"Hacıhüsrev'de büyüdüm!.."
KUŞKU İBRESİ
"
Eee, ne var bunda?" diyenin mıntıkadan haberi yok muhtemelen. Yafu; Hacıhüsrevli olmak kolay mıdır arkadaş? Daha sabi sübyan yavruykenden başlayıp, yaşlanıp, kocayıp, eceli mukadderiye ile mevta olana kadar
'olağan şüpheliler' listesindesin. Kentin hangi enlemi, boylamı, koordinatında gayrı meşru bir durum olsa, acul fail arayan ön yargı mıknatısı, kuşku ibresini hep o Roman Gettosu'nun yönüne büker. Söz timsali hırsızlık, kapkaç, tırnakçılık, muslukçuluk mu zuhur etti,
"Hacıhüsrevliler yapmıştır!" Hap, esrar, taş, kubar, 'horoin', kokain, sipsi işi mi patladı? Elbet Hacıhüsrev kadrolarının marifetidir. Alayı sütten çıkma ak kaşık değildir amenna da suç yapmak sadece o coğrafya parçasının ahalisi tekelinde midir ağam? Neyse işte, gece televizyon haberlerinden, gündüz gazete manşetlerinden bir de zaten açılım toplantısına gidip gelenlerden öğrenmişler başvekilin '
şugar kelamını! Ve moda tabirle
'kırılma noktası' olmuş bu laf onların hüznüne.
ŞEN KAHKAHALAR
Abartıyorsam terbiyesiz olayım, aynen şöyle bağırıp gezen 2 çocuk anası genç kadını gülerek izledim
. "Te beee eeeeey. Artıkın epimiz serbeziz. Romanlara yasak kalktı artıkın. Çıkacaaaz Taksim'e, almayıs sizi diyemeecek bize dükkân, mağaza sahipleri. Başbakan zerbezlik verdi Romanlara, televizyonlar yayınladı, gastelere geçti bu kanun." Alkışlarla, şen kahkahalarla desteklenen bu sözlere nasıl, nereden çıktığını anlayamadığım eli klarnetli, cümbüşlü, davullu, kemanlı saz takımı adamları, kıpır kıpır Roman havaları çalarak eşlik ediyor. Her yaştan her boydan dans edici, şarkı söyleyici, çepik tutucu, velveleci güruhlar da dahil olunca ortam düğün dernek curcunasına dönüşüyor.
