Hatay'ın Samandağ ilçesindeki 42 bin yıllık Üçağızlı Mağarası, arkeolojik kazı alanları ile ilgili ikinci durağımız... Meydan Köyü'nde bulunan kazı bölgesine ulaşmamız hiç de kolay olmuyor. 20 yıldır süren kazılara başkanlık eden Prof. Dr. Erksin Güleç ile kazı evinde buluşuyoruz. Birlikte kıyıya yanaşan küçük bir balıkçı teknesine atlayarak, 10 dakikalık bir yolculuğun ardından mağaranın bulunduğu kayalıklara ulaşıyoruz. Ardından dik bir yamacı tırmanmamız gerekiyor. Fotoğraf editörümüz Kutup Dalgakıran ile birlikte, kazı alanına ulaştığımızda karşılaştığımız manzara ise tüm yorgunluğumuzu unutturuyor. İnsanların binlerce yıl önce yaşadığı bu mağaradan, masmavi denizi izlemek tam anlamıyla büyüleyici...
12 BİN YIL KULLANILMIŞ
Üniversite öğrencilerinden oluşan 15 kişilik kazı ekibi ve akademisyenlerin, her sabah gün ışır ışımaz daracık yollardan ve dik yamaçlardan yaptıkları bir saatlik yolculuğun ardından mağaraya ulaştıklarını duyunca da aslında ne kadar şanslı olduğumuzu anlıyoruz. Mağarada buldukları her parçayı büyük bir titizlikle temizleyip, arşivleyen ekip, akşam karanlığı çökmeden aynı yolu izleyerek kazı evine ulaşıyor. Her dönem 2.5-3 ay süren kazı çalışmaları 70 metrekarelik bir alanda yapılıyor. Erksin Güleç Hoca, buradaki kazıların daha uzun yıllar süreceğini söylüyor... ABD'nin Kaliforniya Üniversitesi'nde 5 yıl bulunan, Türkiye ve Afrika'da çok sayıda kazı çalışmasına katılan Güleç, kazının geçmişi ve önemi ile ilgili şunları anlatıyor: "Buranın keşfi 1950'li yıllara dayanıyor. İlk kazı çalışmaları ise 1990-1991 yıllarında Fransız araştırmacı Angela Minzoni Deroche tarafından başlatıldı. Bugün devam eden çalışmalar ise 1997'de Hatay Arkeoloji Müzesi Başkanlığı'nda başladı. Afrika'dan kuzeye göç eden insanların geçiş noktalarından biri... Orta paleolitik ve üst paleolitik arasındaki bir döneme ait olan mağara, 42 bin yıl öncesine kadar dayanıyor. Dünya üzerinde bu döneme ait 4 yer var. Bu mağara da bunlardan biri. Bugüne kadar yapılan kazılarda mızrak uçları, yongalar, deliciler, kenar kazıyıcılar, taş aletler ve süs eşyaları bulundu. Mağaranın aralıksız olarak 12 bin yıl boyunca insanlar tarafından kullanıldığı belirlendi. 40-50 kişinin yaşadığını tahmin ettiğimiz bir yer. İlk modern insanların yaşadığını gösteren önemli bir kazı."
TAŞ DEVRİ'NE AİT İSKELET
Bu kazılardaki en önemli buluntunun, Taş Devri insanlarına ait iskelet kalıntıları olduğunu ifade eden Güleç, sözlerine şöyle devam ediyor: "Kesin olarak tarihlendirilebilen insan kalıntıları, Anadolu'nun en eski modern insanlarına ait olmaları ve bu insanların yapılarının anlaşılması açısından önem arz ediyor. Dönem insanları tarafından beslenme ile süslenme amacıyla kullanılmış olan karasal ve denizel yumuşakçalara ait kabuk kalıntıları da buluntular arasında. Taş Devri insanlarına yönelik kazılar yok denecek kadar az. Halbuki bu konuda çok sayıda bilim adamının yetiştirilmesi ve Türkiye'nin de bu konuda hak ettiği yeri alması lazım. Anadolu; göç yolları ve Afrika-Asya-Avrupa'nın kesişen yolu üzerinde. Ama paleolitik döneme ait araştırma olmaması çok büyük bir eksiklik."
HAYVAN KALINTILARI ÇIKTI
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi'nden antropolog Doç. Dr. Ayşen Açıkkol da kazı ekibinde... Açıkkol, 1999'dan beri bu kazıda çalıştığını söyleyerek, "Burada yaptığımız kazılarda çok sayıda insan ve yaban keçisi, karaca, kızıl geyik, yaban öküzü, yaban domuzu, tilki, ayı, kaplumbağa ve yabani tavşan kalıntıları bulduk" diyor.