Şike operasyonunda tutuklanan Aziz Yıldırım, yakalama kararının haksız olduğunu ve gözaltı süresinin "hileli" yöntemlerle aşıldığını öne sürerek, 5 bin liralık manevi tazminat davası açtı. CMK'nın 141 ve 142'nci maddesi gereğince, soruşturma savcısına doğrudan dava açılamadığı için, tazminat Maliye Hazinesi'nden istendi. Avukat Faik Işık, dava dilekçesine delil olarak, Yıldırım'ın sağlık raporlarını, hastane kayıtlarını, yakalama kararını, itiraz dilekçesini, 18 Temmuz 2011 tarihli Hürriyet Gazetesi spor ekini ve 4 Temmuz'dan itibaren gazetelerde yer alan haberleri sundu. Dilekçede, Yıldırım'ın 3 Temmuz'da gözaltına alınndığı, 9 Temmuz'da hakim karşısına çıkarıldığı belirtilerek şöyle denildi: "Bu durum 'hukuk devleti' ilkesini düzenleyen Anayasa'nın 2. maddesine, 'kişi hürriyet ve güvenliği' ilkesini düzenleyen 19. maddesine, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 'özgürlük ve güvenlik' hakkını düzenleyen 5. maddesine ve 'adil yargılanma' hakkını düzenleyen 6. maddesine açıkça aykırıdır." Dilekçede "Gazete haberinde sözüm ona delillerden bahsedilerek, soruşturma savcısının 'Babam olsa aynısını yapardım' dediğine yer verilmektedir. Sıradan vatandaş dahi bilmektedir ki hiçbir hakim ve savcı; babasını, anasını, kardeşlerini, çocuklarını sorgulayıp yargılayamaz. Yasal engel vardır. Ancak artistik veya PR (public relationhalkla ilişkiler) engeli yoktur. Müvekkil henüz yargılama yapılmadan kamuoyu nezdinde mahkûm edilmiştir" ifadelerini de kullandı.
Soruşturmayı yürüten savcı yıllık izne ayrıldı
Futbolda şike soruşturmasını yürüten Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk izne çıktı. Savcı Berk, yıllık izninin 10 gününü kullandığı için, şike soruşturmasına 10 gün mola verildi. Organize Suçlar Şubesi ekipleri ise savcı adına çalışmalarına devam ediyor. Aziz Yıldırım şike soruşturmasında "Örgüt faaliyeti kapsamında birden fazla kez şike eyleminde bulunmak ve bu eylemleri organize etmek" suçlamasıyla tutuklanmıştı.