Münevver Karabulut'u "tasarlayarak, canavarca hisle öldürdüğü" iddia edilen Cem Garipoğlu, 24 yıl hapse mahkum edildi. İyi hal indirimi uygulanmayan Garipoğlu, 13 yıl 10 ay daha tutuklu kalacak. Beraat eden baba Nida Garipoğlu ise gözyaşları içinde "Karabulut Ailesi'nden çok özür diliyoruz. Benim oğlum melek gibi kızlarını öldürmüştür" dedi. Bahçeşehir'de 3 Mart 2009'da öldürülen ve başı bedeninden ayrılarak Etiler'de bir çöp konteynerine atılan Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu, olaydan 2 yıl 7 ay 15 gün sonra Bakırköy 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde karar duruşmasına çıktı. Duruşmada Garipoğlu Ailesi'nden 3 tanık dinlendi. İlk olarak dinlenen amca Hayyam Garipoğlu'nun oğlu Fatih Garipoğlu'unn ifadesi sırasında anne Nagihan Karabulut "Yalan. Doğru söylemiyor" diye bağırdı.
Garipoğlu Ailesi'nin ikinci tanığı amca Garipoğlu'nun kayınvalidesi Fatma Başer, 3'üncü tanığı ise boşanma aşamasında olduğu eşi Emine Başer'di. Tanık ifadelerini çelişkili ve tutarsız bulup mütalaasını tekrarladığını söyleyen savcı, Cem Garipoğlu'nun 18 yıldan 24 yıla kadar hapsini, babasının beraatini; annesi, amcası ve diğer sanıkların da 5'er yıl hapsini istedi. Daha sonra sözü baba Nida Garipoğlu aldı. Garipoğlu, "Karabulut Ailesi'nden çok özür diliyoruz. Ne yapsalar haklılar. Benim oğlum melek gibi kızlarını öldürmüştür" dedi. Ağlayan baba Garipoğlu, "Annenin geçen celse 'Siz benim yerimde olsanız ne yapardınız?' sözleri hâlâ kulaklarımda" diye konuştu. Bu sırada anne Karabulut, "Evet, ne yapardınız? Sizin de iki kızınız var. Yeter artık dayanamıyorum" diye bağırarak ağladı. Mahkeme başkanı, "Nagihan Hanım bir daha sesiniz çıkarsa sizi dışarı çıkarmak zorunda kalacağım" diyerek anne Karabulut'u uyardı. Anne Garipoğlu ise "Cem, o güne kadar hiçbir kusurunu görmediğim gurur duyduğum oğlumdur. Ta ki 'Cinayeti ben işledim' diyene kadar kabul etmiyordum" diyerek hıçkırıklara boğuldu. Anne Garipoğlu'nun sözlerine, baba Süreyya Karabulut "Allah belanızı versin. Bir de konuşuyor ve ağlıyorsunuz" diyerek tepki gösterdi. Mahkeme başkanı Yıldırım, baba Karabulut'u "Sus Süreyya atacağım dışarı" diye uyardı. Baba Karabulut, "Karşımda böyle katiller varken nasıl susarım?" deyince, polis zoruyla duruşma salonundan atıldı. Anne Karabulut da polislerin arasına pet şişe fırlattı.
CEZAMI ÇEKEYİM
Daha sonra söz verilen Cem Garipoğlu "Öncelikle Münevver'den, sonra ailesinden ve en son kendi ailemden özür diliyorum. Çok pişmanım. Cezam neyse çekmeye hazırım" dedi. Mahkeme, Cem Garipoğlu'nu "canavarca hisle, tasarlayarak adam öldürmek" suçundan 24 yıl hapse mahkum etti. Ceza üst sınırdan uygulanırken, iyi hal indirimi yapılmadı. 2 yıl 2 aydır tutuklu olan Cem Garipoğlu, infaz yasası gereğince 13 yıl 10 ay daha cezaevinde kalacak. Duruşmada baba Nida Garipoğlu, beraat etti. Anne ve amca Garipoğlu ile şoför ise 3'er yıl ceza aldı.
BAŞINI YERDEN KALDIRMADI
Sanık
olan anne Tülay Makbule Garipoğlu, baba Nida Garipoğlu, amca Hayyam Garipoğlu, şirket çalışanları şoför Ahmet Batur, Mehmet Karakayalı ve Habip Kurt'un hazır bulunduğu duruşmaya Karabulut'un annesi Nagihan Karabulut, babası Süreyya Karabulut ve ailenin avukatı Rezan Epözdemir katıldı. Avukat Fikret Aslan'ın oğlu Serhat Aslan'ın öldürdüğü Burak Şengöçen'in ailesinin destek amacıyla izlediği duruşma nedeniyle yoğun güvenlik önlemleri alındı. Salona girişte gazeteci ve izleyiciler arandı, pet şişe gibi cisimler toplatıldı.
SİYAH TAKIMLI
Polisler, Karabulut Ailesi'nin önünde durarak koruma sağladı. Sanık sandalyesinde Cem Garipoğlu, anne Garipoğlu ve baba Garipoğlu yan yana oturdu. Arkalarında ise amca Hayyam Garipoğlu ve diğer sanıklar yer aldı. Sanıklar 3 asker ve 7 polisin arasında tutuldu. Siyah takım elbise giyen sanık Cem Garipoğlu, duruşma boyunca başını hep yerde tuttu. Anne Garipoğlu ise sürekli ayağa kalkar gibi yaptı. Birini arıyormuş gibi davrandı.
MÜNEVVER KARABULUT DAVASININ KRONOLOJİSİ
3 Mart 2009: Münevver Karabulut, Bahçeşehir'deki bir villada bıçaklanarak öldürüldü. Valizlere ve gitar kutusuna konulan başı gövdesinden ayrılmış ceset, Etiler'de çöp konteynırına atıldı. Aynı gece failin Cem Garipoğlu olduğu ortaya çıkarıldı.
7 Mart 2009: Baba Mehmet Nida Garipoğlu, anne Makbule Tülay Garipoğlu ve cesedi korsan taksiyle taşıyan taksici M.C.B. gözaltına alınıp, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
27 Nisan 2009: Baba Mehmet Nida Garipoğlu, Münevver'in tırnakları arasında DNA'sı bulunduğu iddiasıyla cezaevine gönderildi.
14 Mayıs 2009: Cem Garipoğlu, 176 ülkede kırmızı bültenle aranmaya başlandı.
21 Mayıs 2009: Adli Tıp Kurumu raporunda, Karabulut'un vücudunda Cem Garipoğlu'nun dışındaki kişilere ait olabilecek DNA örnekleri bulunduğu belirtildi.
7 Temmuz 2009: Otopsi sırasında Karabulut'un iç çamaşırına sperm bulaştığı tespit edildi ve "Pis Masa Skandalı" ortaya çıktı.
19 Ağustos 2009: Cem Garipoğlu'nun iş adamı amcası Hayyam Garipoğlu'nun bilgisayarlarına el konuldu.
17 Eylül 2009: Cem Garipoğlu, avukatları tarafından Bahçelievler'de polise teslim edildi.
11 Şubat 2010: Cem Garipoğlu ilk kez hakim karşısına çıktı. Suçu tek başına işlediğini ve pişman olduğunu anlatan Garipoğlu'nun Bakırköy 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davası ile diğer 6 şüpheli hakkında açılan davalar birleştirildi.
26 Şubat 2010: Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Cem Garipoğlu ve babası Nida Garipoğlu, "suç delillerini yok etmek" iddiasıyla annesi Makbule Garipoğlu, Cem Garipoğlu'nu sakladığı iddiasıyla amcası Hayyam Garipoğlu, "suçluyu kayırmak" iddiasıyla Habib Kurt, Mehmet Karakayalı, Ahmet Batur yargılanmaya başlandı.
14 Ekim 2011: Cumhuriyet Savcısı, esas hakkındaki görüşünü açıkladı. Mütalaada, Cem Garipoğlu'nun, "Çocuğa karşı, tasarlayarak canavarca bir hisle ve eziyet ederek öldürmek" suçundan 18 ila 24 yıl arasında hapis cezasına çarptırılmasını talep edildi. Savcı Uğur Başar, 11 sayfalık mütalaasında Garipoğlu'nun cinayeti planlayarak tek başına ve soğukkanlılıkla işlediğini iddia etti.
