Size bu hafta artık daha da yakınlaşacağımız bir ülkeden sesleniyorum. Göğsünüzü gere gere Türk olduğunuzu söyleyebileceğiniz, sokakta, evlerde, kaldığınız herhangi bir otelde kendinizden bir parça bulabileceğiniz "Karadenizli" komşudan, Gürcistan'dan yazıyorum. 10 Aralık itibariyle Gürcistan'a vize uygulaması kalktı. Biliyorum, artık bu kapı komşusuna daha da kolaylıkla gidecek ve neden şimdiye kadar sadece "Gürcü gelinleri"ni tanıdığımızı kendinize soracaksınız. Başkent Tiflis'teyim. Yani "sıcak su" kentinde. Tahminlerimin ötesinde güzellikte, Prag'ı yakalayacak kadar dramatik, hüzünlü bir kent. Tarihi dokunun ördüğü, dağların çevrelediği, tam ortasından Mtkvari Nehri geçen bu kent, en az bizim kadar Karadenizli. Ve bir o kadar da Kafkasyalı. Restoranların duvarları ve mütevazı mağazaları süsleyen tablolar ve kilimlerde vakur bir Kafkas erkeği veya mağrur bir Kafkas kadınını geleneksel kıyafetler içinde görünce yabancılık çekmiyorsunuz. Osmanlılardan esinlenerek kurulmuş sıcak su banyoları ve cumbalı evler, Azerilerden kalma cami, İranlı Şah Nadir döneminden kalan mimari, kent merkezindeki "eski kentin" temel taşları. Söylenen o ki, kilise, sinagog ve caminin birbirine en yakın olduğu kent burası.
TÜRK AYAK İZLERİ
Nehrin karşılıklı iki yakasında birbirini selamlayan, Özgürlük Anıtı'nı andıran "Gürcistan'ın Anası" ve Tiflis'in kurucusu "Vakhtang Gorgasali" sağ kolunu kaldıran heybetli heykelleri... Londra'daki London Eye'a benzeyen lunaparktaki dönme dolap... Kentte aşina olmadığımız ne var diye soracak olursanız? Cevap, komünist geçmişi anlatan dev binalar, 2003'te Eduvard Şevardnadze'nin yönetimi bırakmasına neden olan Gül Devrimi'ni anlatan Özgürlük Meydanı ve kendisini Paris'in Champs Elysees'sine benzeten, 19'uncu yüzyıldan kalma Rustavali Bulvarı. Gelelim Gürcistan'daki Türkiye'ye. Bir Türk firması tarafından inşa edilen Tiflis Havaalanı'ndan başlayarak Türk ayak izlerini takip edebilirsiniz. Türki cumhuriyetler dışında, kaldığınız oteldeki kullanım kılavuzları üzerindeki ilk yabancı dilin Türkçe olduğu ender ülkelerden biri burası. Oteller ve süpermarketlerdeki atıştırmalık tüm gıdalar bizim dev şirketlerimize ait. Sanırım Türkiye'nin Gürcistan'nın liberal ekonomiye açılma kapısı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ve artık bu kapı sonuna kadar açık.
CEVİZLİ SUCUK MANTI VE PİDE
Gürcistan
ile ilgili bilmeniz gereken en önemli şey, ülkeye "aç" gitmeniz gerektiği. Uzun, asla boş kalmayan, saatlerce zaman geçireceğiniz sofralar sizi bekliyor. İkincisiyse yemeklerin bize çok yakın olduğu. Gürcü mantısı khinkali, Gürcü pizzası hadjupuri, bizim cevizli sucuğun Gürcü versiyonu chorchella, son olarak da Gürcü kanyağı cha-cha tercihe göre tadılabilir.
"TÜRKİYE'YE İHTİYACIMIZ VAR"
Ülkenin karizmatik devlet başkanı Mikhail Saakaşvili, sokakta çok sevilen bir lider. Ama şimdi, Forbes'un milyarderler listesindeki Bidzina Ivanişvili ve ülkenin eski BM Büyükelçisi Irakli Alsania'nın önümüzdeki yıl gerçekleştirilecek parlamento seçimlerine katılarak ülkenin daha da demokratikleşmesinin önünü açacak. Ivanişvili, "Gürcistan'ın gelişmesinin yollarından biri de komşularıyla ilişkilerin geliştirilmesinden geçiyor. Türkiye'nin son yıllarda Saakaşvili yönetimiyle iyi ilişkileri var. Ülkeniz, NATO'nın büyük bir gücü olarak bize örnek ülke olabilir" diyor. Rusya-Gürcistan savaşının yaşandığı 2008'de dünyanın Gürcistan'ın BM Daimi Temsilcisi olarak tanıdığı yeni siyasetçi Irakli Alasania da aynı görüşte. Özgür Demokratlar Partisi lideri Alsania, "Türkiye'nin Abhazya ve Güney Osetya konularında deneyimlerine ihtiyacımız var. Türkiye bölgesel bir güç ve bu coğrafyadaki rolü büyük. Gürcistan'ın 2008'de Abhazya ve Güney Osetya'yla iletişim kurmasında Türkiye'nin müthiş katkıları olmuştu. İleride de aynı katkıya ihtiyacımız olacak" diyor.
ŞULE GÜNER
