Biyografi yazarları itibar etmiyor ama meslek yaşamımda çok kıymetli- kısmetli saydığım 1.5 yıllık Hayat-Ses dergileri dönemi var. O yıllar aktüel ve magazin haberlerle derinine haşır neşir olduğum yıllardı ve ziyadesiyle geniş bir 'değişik' çevreyi tanıttı bana. Hatırlayan özellikle Ses Dergisi'nin kendi kulvarında saygın, yaygın, dikkate değer bir yayın olduğunu doğrulayacaktır. Hele gelenekselleşen Kapak Kralı-Kraliçesi yarışması çok prestijliydi. Mesela 1963'te Ajda Pekkan'ın 1'inci gelip, Hülya Koçyiğit'in de 2'nci olduğunu, ya da Tanju Gürsu, Ediz Hun, Tarık Akan gibi devlerin de o kapak yarışmalarını kazanıp Yeşilçam'a sıçradığını söylersem anlaşılır ciddiyeti.
KRALLAR VE KRALİÇELER
İşte bugün sözünü edeceğimiz Mesut Engin'le de o yıllarda, Ses Dergisi muhabiri olarak tanışıp sonrasında sıkı dost olmuştum. Çünkü 1973'ün kapak kralı olmuş, tacını bir sene öncenin kralı Tarık Akan eliyle takmıştı ona. Aynı yılın kraliçesi ise Necla Nazır olurken 2'nciliği Gülşen Bubikoğlu kazanıyordu. 1973-2002 yılları arasında birçok filmde başrol ve yardımcı oyuncu olarak rol aldı. Ayrıca mankenlik ve fotomodellik de yaptı. 20 yaşında jön olan bu Söke delikanlısı Yeşilçam'ın da krallık koltuğunu söke söke alıyordu adeta. En başta da genç kızların platonik sevgilisi oluvermişti. "Sosyetedendi" dediği bir eşi de olmuştu sonunda. Lakin kötü gidiyordu evliliği.
SIRRINI BANA AÇMIŞTI
Çok özel bir söyleşimizde hayatının sırrını şöyle vermişti bana Mesut: "Savaşım, herkes beni trafik kazasında sakatlandım, çolak kaldım sanır. Oysa karıma kızıp camı yumruklayınca olmuştu bu. Üstten blok halinde bir cam kütlesi düşüp paramparça etti kolumu. Sinirleri giyotin gibi kesti. Sakat kaldım. Kırılma noktam o oldu. Depresyona girdim, içkiye vurdum kendimi. Bir süre sonra anam babamdan başka kimse kalmadı çevremde. Onlara da yük olmamak için önce arkadaş evlerinde, bekar hanlarında yaşadım. Sokaklara düştüm. Sinyalcilik, dilencilik yaparak, sürünerek yaşadım.
...VE KAÇINILMAZ SON
Sonunda sanatçı dostların da yardımıyla Darülaceze'ye yatırdık Mesut'u. Ben de tam 3 gün 3 gece onunla birlikte Darülaceze'de yattım, yoldaşlık ettim. Kısa sürede "düzelmişti", içmiyor, "Yeniden kamera karşısına döneceğim" diyordu. TRT'de bir kaç dizide yardımcı oyunculuk yaptı sevindi. Sonra yeniden sokaklara döndü, içkiye, her şeye... Yine kötüledi, önce Taksim sonra da Kartal Hastanesi'ne kaldırıldı ancak kurtarılamadı. Ciğerleri de böbrekleri de bu sefih yaşam sonucu iflas etmişti çünkü. Cenazesine iki gün kimse sahip çıkmadı. Belediye Başkanı Kadir Topbaş'a bildirdim çok etkilendi, "Biz defnedeceğiz öyleyse hem de en özenli biçimde" dedi başkan. Son anda Söke'den ailesi haber aldı ve gelip sahiplendi cenazesini. Hastane yetkilileri, defin işlemleri için yurtdışında yaşayan ağabeyinin gelmesinin beklendiğini, cenazenin bundan sonra ne zaman ve nerede toprağa verileceğinin tespit edileceğini belirtti.
