Her hastaya özel ilaç

Dünyanın önde gelen ilaç şirketlerinden Pfizer'ın Global Ar-Ge yöneticilerinden, Harvard Ödüllü Global Araştırma ve Geliştirme Birimi Başkanı ve İdari Direktörü Dr. Hakan Şakül, SABAH'a kanser tedavisinde umut veren yeni gelişmeleri anlattı. Şakül, firmanın geçen ağustos ayında küçük hücreli akciğer kanserinde ömrü uzatan kişiye özel ilacını Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) onayından sonra ABD ve 4 ülkede piyasaya sunduğunu açıkladı. Önümüzdeki günlerde Avrupa'da da piyasada olacak ilaç, Türkiye'de de 2 yıl içinde satışa sunulacak. Şakül, yine de ilacı yurtdışından getirmek isteyenler için de bir çözüm olduğunu söyleyerek, yurtdışında ruhsatlandırılmış ilaçların Sağlık Bakanlığı onayladığı taktirde Türkiye Eczacılar Birliği kanalıyla getirtilebildiğini söyledi. Şakül "Şimdiye kadar Türkiye'de 10 akciğer kanseri hastası, kişiye özel kanser ilacını ABD'den ülkemize tedavi seçeneği olarak getirtti. Hastanın ilacı kullanabilmesi için önce gen haritası çıkarılıyor. Tümörü inceleniyor. Tümörün ve gen haritasının bu ilaca uygun bir tedavi sağlayıp sağlamayacağına bakılıyor. Böylece hasta yan etkilere maruz kalmadan, doğrudan tümörü hedef alan bir tedavi yöntemine başlamış oluyor" dedi.

100 HASTADAN 61'İNDE...
Yeni ilacın kişiye özel tedaviyle yarar sağlayabilecek hastalara verildiğini, akciğer kanserinde de ömrü yüzde 61 uzattığını söyleyen Şakül, "Yani diğer tedaviler 100 hastanın 10'unda başarı gösteriyorsa, bu ilaç tedavisiyle 100 hastadan 61'i olumlu yanıt alıyor. 10 hastadan 9'unun sağ kalım süresi uzuyor. İlaç, kişinin tümörüne uygun ise tedavi başlıyor. İlaç kesinlikle kanseri yavaşlatıyor. Tümörün tamamen ortadan kalktığını gördüğümüz hastalar var" diye konuştu. Kişiye özel ilaçların kanser başta olmak üzere pek çok hastalığın tedavisinde devrim niteliğinde bir gelişme taşıdığını beliren Şakül, her hastanın bireysel özelliklerinin, genetik yapısının, kilit biyolojik belirteçlerin, önceki tedavi geçmişinin, çevresel faktörlerin ve davranış tercihlerinin göz önüne alındığı tedavi, tıpta yepyeni bir yaklaşım olarak gösterildiğini söyledi. Şakül, "Bu nedenle kanserin çaresi kişiye özel ilaçlarda yatıyor" diye konuştu.

VEDALAŞANLAR YAŞAMA DÖNDÜ
Şakül, "Yeni ilaç, tıp çevreleri tarafından kanserle savaşın son şampiyonu olarak nitelendiriliyor. 8 ayda 1400 kişi kullandı. 3 ay ömrüm kaldı deyip sevdikleriyle vedalaşan hastalar bu ilacı kullanarak, hâlâ hayatta. Bu ilaç ömrü yüzde 61 uzatıyor" dedi.

Soya, meme kanserini dirençli hale getirebilir
Soya meme kanserine yakalanan kadınlarda, tümörleri kanser tedavisine daha dirençli hale getiriyor. ABD'nin Georgetown Üniversitesi'nden Leena Hilakivi-Clarke ve ekibinin fareler üzerinde yaptığı araştırma, hayatı boyunca soya içeren besinlerle beslenen hayvanların, meme kanseri tedavisinde kullanılan Tamoxifen'e olumlu tepki verdiğini gösterdi. Yetişkin yaşta soya tüketmeye başlayanların ise tedaviye direnç geliştirdiği belirtildi. Hilakivi-Clarke, "Yetişkin yaşta soya tüketmeye başlayan Batılı kadınlar meme kanserine yakalanırlarsa soya yemeyi bırakmalı" dedi.

'Gen haritalarımız kimliklere işlenecek'
Dr. Hakan Şakül, geleceğe ilişkin öngörülerini şöyle anlattı: "Şimdiki aile hekimlerimizde gen haritalarımızın hepsi kayıtlı olacak. Aile hekiminiz, gen haritasından sizin ileride şeker hastalığı riski ya da kanser riski taşıyabileceğinizi bilebilecek. Bu 5 yıl içinde olacak. ABD'de 500 dolardan az ödeyerek bir tüpün içine alınan tükürük örneğinizle tüm gen haritanız orta çıkarılıyor. Sanırım gelecekte nüfus cüzdanlarımızdaki çiplerde gen haritalarımız olacak."