Aşıklardiyarı Sivas'ta; Erdal Erzincan, Cengiz Özkan, Muharrem Temiz, Nida Aslan'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda halk müziği sanatçısına saz yapan Şentürk İyidoğan, ünlü halk ozanı Aşık Veysel'in 98 yıllık sazını, 100 bin dolar teklif edilmesine rağmen satmadı.
"BİRDEN FAZLA SAZI VAR"
"Aşığa göre saz" yapmasıyla ün yapan İyidoğan, bunun sebebini şöyle aktardı: "Bankacı bir tanıdığım bana, 'Bu sazı sat, hayatın kurtulsun' dedi. Şakayla, '100 bin dolar verirlerse satarım' dedim. Sonra bana, 'Bir işadamının gelini 100 bin dolar veriyor' teklifiyle geldi. Arkadaşıma, 'Satmam, satamam. Çünkü bu sazın müzede veya özel odada beklemesi değil, yaşaması, yaşatılması lazım. Aşık için düzenlenen anma etkinliklerinde onun sazıyla onun türkülerini söylüyorum" diye konuştu. Sazı İyidoğan'ın dükkanında görüp, çaldığını belirten Erdal Erzincan ise, "Aşık Veysel'in birden fazla sazı var. Bu sazın da o dönem yapıldığı belli. Şentürk'ten sazı istedim bana vermedi. Ancak ısrarcı olsaydım alabilirdim" dedi.
EŞİ BU KARARA KIZDI
Aşık Veysel'in, "Ben gidersem sazım, sen kal dünyada" diyerek adına türkü yaktığı sazı, 1997'de yaşlı bir adamın getirdiğine dikkat çeken İyidoğan, "Aşık'ın amca çocuğu olduğunu söyleyen birisi atölyeme geldi. Bana, 'Şarkışlalı'yım. Bu sazın yerine bir dut sazı ver' dedi. Sazı verdim gitti. Veysel'in sazı olup olmadığını anlamak için uzun süre araştırma yaptım. Sazın Adana'nın bir köyünde yapıldığını tespit ettim. Perdeler hayvan bağırsağından yapılmıştı. Eskiden tel olmadığı için perdeleri bağırsakları kurutarak yapıyorlardı. 10 yıl ustanın sazına elimi süremedim, sürmedim. Şimdi bu sazla üniversitelere, şenliklere gidip türküler söyleyip Aşık Veysel'i yaşatıyorum. Sazı satmadığım için eşim bile bana kızdı. 'Kafamızı sokacak bir evimiz yok. Satıp bir ev alsaydık' diye sitemde bulundu. Fakat bu saz benimle yaşayacak. Ona ailemden bir parça olarak bakıyorum" dedi. İyidoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Sazı ilk elime aldığım zaman tedirgin oldum, heyecanlandım. Önce beze sarılı halde duvara astım. Deforme olan perdelerini değiştirdim. Aşık Veysel bir deryaydı, biz onun yanında bir damla olmaya çalışıyoruz. Bağlamanın teline her vurduğumda Aşık Veysel'i hissediyor, büyük bir heyecan duyuyorum..."
TORUNU: HABERİM YOK
Aşık Veysel'in torunu Çiğdem Özer de, dedesinin birden fazla sazının olduğuna dikkat çekerek, "Böylesine önemli bir hatıra bende de olsa kimseye vermem, vermek istemem. Ancak ben böyle bir sazın varlığından haberdar değilim. Dayıma sordum o da bilmiyor. Söz konusu usta neye dayanarak böyle bir iddiada bulunuyor bunu da bilemiyorum. Benim bildiğim dedemin üç sazı var bunlar da müzede" diye konuştu.
İŞTE VEYSEL'İN SAZI İÇİN SÖYLEDİĞİ TÜRKÜ
"Ben gidersem sazım sen kal dünyada, Gizli sırlarımı aşikar etme, Lal olsun dillerin söyleme ya da, Garip bülbül gibi ah ü zar etme / Benim her derdime ortak sen oldun, Ağlarsam ağladın gülersem güldün, Sazım bu sesleri turnadan mı aldın, Pençe vurup sarı teli sızlatma / Bahçede dut iken bilmezdin sazı, Bülbül konar mıydı dalına bazı, Hangi kuştan aldın sen bu avazı, Söyle doğrusunu sen inkar etme / Sen petek misali Veysel de arı, İnleşir beraber yapardık balı, Ben bir insanoğlu sen bir dut dalı, Ben babamı sen ustanı unutma..."