Halıdan diş fırçasına, kumaştan seramiğe pek çok alanda kullanılmaya başlanan antibakteriyel kaplamalar bakteri, virüs ve mantar gibi zararlıların, ürünlerin üzerinde gelişmesini önlüyor. Bu özelliği de üzerinde ''antibakteriyel'' imzası bulunan ürünleri, benzerlerinden bir adım öne taşıyor. Nano teknolojik antibakteriyel kaplamaların kullanıldığı alan sayısı her geçen gün artarken, Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Arpaç, antibakteriyel korumanın ''sonsuza kadar'' sürmeyeceği konusunda vatandaşları uyardı.
Antibakteriyel kaplamalar konusunda Akdeniz Üniversitesi'nde önemli çalışmalara imza atan Prof. Dr. Ertuğrul Arpaç ve ekibi, bugüne kadar medikal ürünlerden ev aletlerine kadar pek çok ürünü Türkiye'de ilk kez antibakteriyel malzemeyle kaplamayı başardı. Antibakteriyel kaplamalar konusunda edindikleri tecrübeleri anlatan Arpaç, üzerinde hiçbir mikroorganizmanın gelişmesine izin vermeyen bu kaplama türünün ne kadar süre dayanabildiğini bağımsız laboratuvarlarda test ettirdiklerini anlattı. Prof. Dr. Ertuğrul Arpaç, dünyada organik ya da metalik bazlı antibakteriyel kaplamalar kullanıldığını belirterek, şöyle konuştu:
''Metalik olanlarda nanogümüş, nanobakır veya nanoçinko kullanabilirsiniz. Kamuoyunda kullanılan antibakteriyel kaplamalarda hep nanogümüşten bahsederler. Örneğin buzdolabının içinde kullanılanlar gibi... Organik bazlılarda da klor var. Mikroorganizmaları öldüren zaten klor. Bunların her ikisi de yüzeyle ilgili. Bir bakteri veya bir virüs gelecek, bu yüzeyde mevcut olan organik veya anorganik yüzeyle tepkimeye girecek. Tepkimeye girdiği anda o molekül bir daha fonksiyonunu göstermez. Yani o nokta artık bitmiştir. Bütün yüzey noktalarının zamanla tepkimeye girdiğini düşünün. Kaplama biter. Kim iddia ediyorsa etsin, bizim yaptırdığımız bağımsız testlere göre maksimum 2 yıl sonra antibakteriyel özellik kayboluyor.''
Prof. Dr. Ertuğrul Arpaç, Sağlık Bakanlığı'nın kendilerinden, antibakteriyel etkinlik testi ve kimyasal analizleri yapmak konusunda bir laboratuvar kurmalarını istediğini de anlattı. Bu laboratuvarın kuruluş çalışmalarında sona geldiklerini ve akredite olduklarını belirten Arpaç, bu laboratuvarda antibakteriyel ürünlerin testlerini yapacaklarına dikkati çekti.
Üniversite olarak ticari bir amaç taşımadıklarını ve Türkiye'deki en kapsamlı testleri yapabilecek donanıma sahip olduklarını belirten Arpaç, ''Aslında şu anda piyasada satılan antibakteriyel ürünlerinin hiçbirisinin Sağlık Bakanlığı'ndan onayı yok. Bu Avrupa'da da yok daha. Yerine oturmuş bir sistem değil. Türkiye'de yapılan bazı şeyler kolay pazara giriyor ve kontrolü yok. Halk burada suiistimal ediliyor'' dedi.
Arpaç, Uzakdoğu'dan ithal edilen ve ''antibakteriyel'' olduğu belirtilerek piyasaya sürülmek istenen bir ürünü incelediklerinde, bu özelliği taşımadığını tespit ettiklerinin de altını çizdi.
