Prof. Dr. Ömer Cevit, vücudun savunma sisteminin, vücuda çok da zararı olmayan bazı proteinsel yapılara karşı aşırı tepkisinin alerjiye yol açtığını söyledi. Çok sayıda alerji çeşidi olduğunu ve alerjinin vücuttaki çeşitli belirtilerle kendini gösterdiğini bildiren Cevit, özellikle besin alerjilerine dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.
Besin alerjilerinin hayatı tehdit eden alerjilerin yüzde 50'sini oluşturduğuna dikkati çeken Cevit, sık karşılaşılan susam alerjisinde de gerekli tıbbi müdahalenin yapılmaması durumunda hastanın kaybedilebileceğini bildirdi.
Prof. Dr. Cevit, susam alerjisinin binde 1-2 kişide hayati risk oluşturduğunu, bu riskin bazen binde 4'e kadar çıktığını aktararak, ''Susamdaki proteinsel yapı, alerjiye neden oluyor. Susama karşı alerjisi olan kişide bu besini tükettikten sonraki ilk bir saat içinde nefes darlığı, deride döküntü, baş dönmesi, tansiyon düşüklüğü gibi belirtilerden bazıları oluşuyor. Akciğer, kalp, kan, beyinle ilgili normal olmayan bulgular ortaya çıkabilir'' dedi.
Susam alerjisi olan kişide genellikle ilk bir saat içerisinde alerjik reaksiyonun ortaya çıktığını ancak alerjik etkilerin 24 saate kadar kendini gösterebileceğini belirten Cevit, ''Susam yedikten sonra ilk bir saat içinde alerjik reaksiyon oluşan kişilerde, hayati risk daha fazla. Özellikle astım, alerjik rinit, KOAH, bazı tansiyon ve kalp ilacı kullananlarda, alerjik alt yapısı ve besin alerjisi olanlarda öldürücü olma riski yüksek. Ancak hiçbir rahatsızlığı olmayanlarda da öldürücü reaksiyonlar ortaya çıkabiliyor'' diye konuştu.
Susama karşı alerjik reaksiyon gösterenlerin bu besini tüketmemeleri gerektiğini ifade eden Cevit, ''Ancak bilmeyerek susam tüketilebilir. Ekmeğin, simidin, kekin içerisinde olabilir. Hatta teknolojik işlemden geçip, görünür halde bile olmayabilir. Bu yüzden kişi mutlaka ilacını yanında taşımalı. Eğer ilacı yoksa susamı tükettikten sonra en geç ilk 1 saat içinde doktora başvurmalı'' dedi.
Prof. Dr. Cevit, susam alerjisinin tedavisinin olduğunu, besine karşı alerjisi olan kişide duyarsızlaştırma yaparak rahatsızlığı ortadan kaldırdıklarını söyledi. Duyarsızlaştırmanın doktor kontrolünde özel donanımlı hastanelerde yapıldığını vurgulayan Cevit, şöyle devam etti:
''Kişinin alerjik reaksiyona neden olmayacak şekilde ve sık aralıklarla susamla karşılaşması sağlanır. Burada miktar çok önemli. Hastanın tolere edebildiği miktara kadar susam verilir. Giderek bu miktar artırılır ve belli bir aşamadan sonra vücut susama karşı reaksiyon vermeyecek duruma getirilir. Ancak bu tedavi mutlaka doktor kontrolünde yapılmalı.''
