'Onlar ki havada kuş kadar çokturlar...'
Türkiye bir büyük aileler ülkesi. Kapitalizmin gelişimi, üretim ilişkilerinin dağılımıyla her biri bir yana dağılsa da ülkemizde hâlâ yan yana duran ve ortak tepkiler verebilen aileler var. Her biri uzun tarihsel köklere sahip bu aileler, yaşadıkları yerlerde ekonomik, siyasal ve kültürel pek çok iktidarı elinde bulunduruyor. Daha çok Doğu ve Güneydoğu'ya özgü 'aşiret'lerde olduğu düşünülen bu ortak refleksler; aslında Türkiye'nin diğer bölgelerinde yaşayan pek çok büyük ailenin de ortak özelliği. Öyle ki göç ettikleri yerlerde de, iletişimlerini sürdürüyor ve her vesileyle bir araya geliyor. İlk olarak yayın yönetmenimiz Erdal Şafak'ın dikkatini çeken ve bu yazı dizisine ilham veren, büyük kısmı Belçika'da yaşayan Konya'nın Kulu ilçesinden Köylüoğlu ailesi de bunlardan biri. Onlardan ilhamla iki aylık bir araştırmayla Türkiye'nin dört bir tarafındaki büyük aileleri ziyaret ettik. Ailelerin tarihçeleri, şecereleri ve bugüne aktardıkları özellikleriyle, 'göçler durağı' Anadolu'nun farklı seslerini SABAH sayfalarına taşıyoruz. Nâzım Hikmet'in Memleketimden İnsan Manzaraları'ndaki şiiri gibi: Onlar ki, toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar çokturlar... Destanımızda yalnız onların maceraları vardır.
Ekşioğlu ailesi, Türkiye'nin en köklü sülalelerinden biri. Öyle ki 'Ekşioğlu Cumhuriyeti' olarak dahi nitelendiriliyor. Nüfus kayıtlarına göre ailenin 300 binden fazla üyesi var. 250 bine yakın Türkiye içinden, 100 bine yakın da yurtdışında mensubu olduğu tahmin ediliyor. Rize'nin yanı sıra Sivas, Ankara, İzmir, Antalya, Düzce, Adapazarı, Ordu, Çorlu ve Hatay'da Ekşioğlu büyük ailesinin mensupları yaşıyor. Bir araştırmaya göre dünya üzerinde soybağı bilinen en büyük ikinci sülale konumundalar. Sülalenin, Ekşioğlu Vakfı adıyla Türkiye'de bir soyadı adına kurulu bilinen en eski vakıfları da mevcut.
İNŞAAT SEKTÖRÜ ONLARDAN SORULUYOR
Ekşioğlu İnşaat, Ekşioğlu Camii, Ekşioğlu İlköğretim Okulu, Ekşioğlu Otomotiv. İnsan bu kadar çok tabelayı görünce "Kim bu 'Ekşioğlu' ailesi?" diye sormadan edemiyor. İstanbul'da 100 binin üzerinde Ekşioğlu yaşıyor. Aile, inşaat alanında Türkiye çapında isim yapmış. Sadece İstanbul'da bu soyadını taşıyan 500 civarında müteahhit var. İnşaat alanındaki ustalıklarını dünyaya da ispatlamışlar. Afrika'dan Orta Asya'ya kadar çok sayıda ülkede büyük projelere imza atıyorlar. Ailenin Kurtköy ve Çekmeköy'de iki ayrı mahallesi var.
ÇIRAKLIKTAN USTALIĞA
Ekşioğulları'nın inşaat sektörüyle ortaklaşan kaderi, 1900'lerin başında başlıyor. O yıllarda İstanbul'a gelen Yakup ve Aslan Ekşi, ailenin kaderini değiştirmiş. O yıllarda inşaatları Rum ve Ermeni ustalar yapıyormuş. Bu ustaların yanına çırak olarak giren Yakup ve Aslan Ekşi, birkaç yıl içinde ustalarını bile hayrete düşürecek derecede yetenekli olduklarını göstermişler. 10 yıl içinde Ekşioğlu ailesi, yaptıkları binalarla adından söz ettirmeye başlamış. Ailenin büyüklerinden Sefer Ekşi, çocuk denilebilecek bir yaşta, daha 16'sında, Rize'nin İkizdere ilçesinden gurbete çıkmış. O da diğer akrabaları gibi İstanbul'a adım atar atmaz inşaatlarda çalışmaya başlamış. Kısa süre içerisinde mesleğin sırlarını kapmış. Biraz para kazanınca Üsküdar'da küçük bir arsa almış ve beş katlı bir apartman dikmiş. O yıllarda yap-sat usulü daire yapan müteahhit sayısı bir elin parmaklarını geçmediği için az zamanda yüzlerce daire yapıp satmış. Şimdi 73 yaşında olan Sefer Ekşi, kendisine ait arsa ve evlerinin sayısını bile bilmiyor. Sefer Ekşi'nin bu başarı hikâyesi aslında bütün bir Ekşioğlu ailesi için geçerli.
HER YIL OVİT'TELER
İki bin nüfusa sahip İkizdere, her yıl ağustos ayında dolup taşıyor. Ekşioğlu ailesi Ovit Yaylası'na çıkarma yapıyor. İki gün süren şenliklere yaklaşık 200 bine yakın kişi katılıyor. Şenlikler en çok ilçe esnafının yüzünü güldürüyor. Ekşioğlu ailesi şenliklere büyük önem veriyor. Aile, bu şenlikler sayesinde yıl içinde göremediği akrabalarıyla hasret gideriyor. Ekşioğullarının genel karakteri, mücadelecilikleri ve hedefe ulaşma konusunda çok hızlı olmaları. Ailede eşine az rastlanır bir dayanışma da var. Birbirlerine senetsiz borç veriyor, kefil oluyorlar. Bu yüzden bütün aile üyeleri kısa sürede işlerini büyütüp ismini duyuruyor. Aile içindeki anlaşmazlıklar Ekşioğlu Vakfı'na taşıyor. Aile, Ekşioğlu Vakfı sayesinde çok sayıda hayır işine vesile oluyor. Vakıf, son beş yılda 100'ün üzerinde okul, cami ve hastane yaptırmış. Öğrenci bursları, aile içi organizasyonlar, yoksullara yapılacak yardımlar hep vakıf tarafından organize ediliyor. Aile büyükleri, son yıllarda okul yerine üniversite yaptırma kararı almış. Vakıf bünyesinde bir araya gelen Ekşioğulları, beş vakıf üniversitesi yaptırmaya karar vermiş durumda.
HER SİYASİ GÖRÜŞ VAR
Siyaset üzerinde de bir hayli etkililer. Ailede bütün siyasi görüşlerden insan var; ama genel olarak sağ partileri destekliyorlar. Ailede değişik siyasi partilerden vekiller de çıktı. Memduh Ekşi, Mustafa Ekşi, Sefer Ekşi, Oktay Ekşi, Nusret Albayrak ilk akla gelenler. Pek çok akademisyeni olan ailede Gürbüz Doğan Ekşioğlu, Aysel Ekşi'nin yanı sıra CHP milletvekili gazeteci yazar Oktay Ekşi de bu aileden. Oktay Ekşi, ailenin Ordu Mesudiye kolundan geliyor. 24 ayrı soyadı Ekşioğlu ailesinden olduğunu iddia ediyor. Aile bunlardan 9'unun gerçekten de Ekşioğlu sülalesinden olduğunu kabul ediyor: Albayrak, İslamoğlu, Eksilmez, İslamoğulları, Yeşillioğlları, Eryılmaz, Mermerci, Ekşi ve Ekşioğlu en yaygın soyadları. Ekşioğlu Vakfı Başkanı Sarpay Ekşioğlu ailesine ilişkin şunları söylüyor: "Ekşioğulları olarak hiçbir zaman doğduğumuz topraklarla bağlarımızı koparmadık. Yüzde 90'mızın nüfus kaydı hâlâ oradadır. Şimdi İstanbul'daki Rizeli Ekşioğulları oraya dönmek istese, Rize'de ayak basacak yer kalmaz.
"TÜRKİYE'NİN İLK AİLE VAKFINI KURDUK"
Sarpay Ekşioğlu (Ekşioğlu Vakfı Başkanı): Ailemiz 1780'li yıllarda çıkarılan fermanla alem beyi olarak tayin edilmiş ve topraklar ailemize tahsis edilmiş. O yıllardan kalma ailemiz adına yaptırılan camiler var. Ailenin kökeninin Mısır olduğunu düşünüyoruz. Mısır'dan Erzurum'a oradan Rize'ye geçmişler. Ailemiz İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yavaş yavaş İstanbul'a yerleşmeye başladı. 1960'tan sonra İstanbul'da önemli bir nüfusa ulaştık. Daha önce hayvancılıkla ve ticaretle uğraşırken, İstanbul'da inşaat sektörüne girildi. Şimdi ailemiz turizmde, sanayide, inşaat sektöründe önemli yatırımlara sahip. Aile aynı zamanda Türkiye'nin ilk elektrik santrali olan İkizdere Elektrik Santrali'ni devletin de desteğini alarak 1954'te yaptırmış. Ailemizin en önemli özelliklerinden biri de vakfımız. Vakıf, bizim için ikinci bir aile. Biz ölsek bile bu kültürümüz vakıfla, yazılı belgelerle devam edecek.
Yarın: İZMİR'İN EN KÖKLÜ AİLELERİNDEN TANIK'LAR