Mardin Süryani Katolik Kilisesi'nin "kilisenin inziva yeri yanlışlıkla devlete devredildi" ve "din ve inanç özgürlüğümüz engelleniyor" iddialarıyla yaptığı bireysel başvuru, Anayasa Mahkemesi'nce reddedildi. Süryani Katolik Kilisesi'nin yaklaşık 2 bin 300 metrekarelik taşınmazının bin 90 metrekarelik patrikhane binası bölümü 1988'de müze olarak kullanılmak üzere kamulaştırılıp Hazine adına tapuya tescil edildi.
HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE...
Kilise Vakfı, 2011 yılına gelindiğinde kilise ile patrikhane binası arasındaki duvarın kilise kısmında kalan 200 metrekarelik bölümünün sınırlar yanlış belirlendiği için yanlışlıkla Hazine adına tescil edildiği iddiasıyla dava açtı. Kilise Vakfı, bu bölümden kilisenin bayan cemaatinin giriş yaptığını, kilise korosunun kıyafetlerini değiştirdiğini, ilahilerin okunup din adamlarının inzivaya çekildiklerini anlattı. Davaya Mardin 1'inci Asliye Hukuk Mahkemesi baktı. Mahkeme, 1988'de yapılan kamulaştırma işlemine karşı 2011 yılında dava açılmış olduğunu hatırlatarak, "Bu tür davalar için geçerli olan 10 yıllık hak düşürücü sürenin çok üstünde bir zaman geçmiştir" diyerek davayı reddetti. Yargıtay 16'ncı Hukuk Dairesi de Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararını geçen yıl onadı. Mardin Süryani Katolik Kilisesi Vakfı ise Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvurular kabul edilmeye başladıktan sonra Yüksek Mahkeme'ye başvurarak haklarının ihlal edildiğini savundu. Vakıf, Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuruda özetle, "Benzer davalarda 10 yıllık hak düşürücü süre dikkate alınmazken bizim davamız bu nedenle reddedilmiştir. Böylelikle, 'mülkiyet' ve 'din ve inanç özgürlüğü' haklarımız kısıtlanmıştır" iddiasında bulundu.
'AYİNLER DEVAM EDİYOR'
Başvuruyu Anayasa Mahkemesi 2'nci Bölüm'ü inceledi. Bölüm, "Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru yoluyla yapılan başvurularda yerel mahkemelerin kararlarının doğruluğunun değil sadece Anayasa'daki hak ve özgürlükler konusunda hak ihlali incelemesi yapılabildiğini" belirterek Kilise Vakfı'nın başvurusunu, "açıkça dayanaktan yoksunluk" gerekçesiyle reddetti. Ayrıca "Kaldı ki bu bölümde halen dini ayinler yapılmaktadır. Bu nedenle din ve vicdan özgürlüğü de kısıtlanmamıştır" dedi. Anayasa Mahkemesi'nin bu kararından sonra Vakıf, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurabilecek.
