Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ADALET CİNGÖZ

500 milyarlık Uluç resmi dayanışması

TÜYAP'ta Lale ve Cengiz Akıncı koleksiyonunda gördüğüm Şükriye Dikmen ve Hale Asaf, bütün hafta gözümün önünden gitmediler. Dikmen'inki maviler içinde art deco Parizyen bir bakış ama kesinlikle İstanbullu... Hale Asaf'ın büyük bir melankoli içinde geçirdiği Bursa'dan koyu bir manzarası... Bu sergiye komşu galeri Evin'deki Neş'e Erdok'un Kıskanmak resmi, bu yılki TÜYAP'tan aklıma kazınacakların başında geliyor. Bu resmi Zeki Demirkubuz ne yapıp edip görmeli!
Fuarı dolaştığım sıralarda Beyaz müzayedesi taze bitmişti. 500 milyara satılan Ömer Uluç resmini kim aldı diye telefonum susmuyordu. Dostlarım beni, bütün resimleri kimin aldığını biliyor sanıyor. Oysa yanılıyorlar... Bütün resimleri kimin satın aldığını Türkiye'de ancak Yahşi Baraz bilebilir... Rekor fiyata satılarak herkesi şoke eden resimle ilgili tüm sorularınızı aydınlatmak üzere elbette Yahşi Baraz'a başvuracaktım. 1980'li yıllarda Kınalıada'daki yazlık evinde Ömer Uluç boyayıp bitirdikten kısa bir süre sonra resim, Yahşi Baraz tarafından Bülent Eczacıbaşı'na satılmış.
Resim uzun bir zaman Bülent ve Oya Eczacıbaşı koleksiyonunda yaşamış. Ta ki 2001 yılındaki ekonomik kriz Yahşi Baraz'ı fena halde etkileyene kadar... Kriz o her zaman varlıklı duran Baraz'ı meğer oldukça zor şartlara sürüklemiş. Kurtuluş'taki bir binasını satacak kadar... Ünlü galericinin bu durumda olduğunu öğrenen Bülent Eczacıbaşı ise hemen harekete geçmiş. Ve Baraz'a satarak mali durumunu kurtarması için on tane resim vermiş. Baraz bu on resmi satarak gerçekten de maddi durumunu kurtarmış. İşte Bülent Eczacıbaşı'nın galerici dostuna yaptığı bu 10 resimlik büyük dostluk jestinin içinde Uluç'un bugün Lolita Avram'ın 500 bin Türk Lirası vererek satın aldığı resmi de varmış. Baraz, bunu büyük bir içtenlikle aktarırken sanat dünyasında dayanışmanın öneminden bahsetti. Bu dayanışma hikâyesinden ders çıkarmalıyız. Berlin'e, Çetin Güzelhan'ın şef küratörlüğünde gerçekleşen İstanbul Next Wave sergisine giderken özellikle bunu düşündüm uçakta.
Berlin'in en prestij sahibi kültür kurumu Akademie der Künste'yle işbirliği içinde gerçekleşen sergi, üç ana mekânda düzenleniyor. Martin-Gropius Bau müzesi ve Akademie'ye ait iki mekânda. Sergide Bedri Baykam da var, Ömer Uluç da, Halil Altındere de, Şükran Moral da, Zeki Kocamemi de, Hale Tenger de... Moral'ın peşinde koşan gazeteci ve televizyoncu ordusu, Ömer Uluç'un sergiden Berlin sokaklarına taşınan resmi ve elbette asıl mesele biz Türkler Berlin'de dayanışabildik mi, haftaya yazacağım, hiç merak etmeyin...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA