Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

'6 Okçular' yüksek yargıda nasıl egemenlik kurdu?

Ege-Akdeniz sahilinde bir kent... Kentte bir yelken kulübü... Kulübün 100 üyesi var... Bu 100 kişinin tamamını Fenerbahçeliler ve Galatasaraylılar oluşturuyor. Kulüpteki F.Bahçeliler 60 kişi, G.Saraylılar ise 40 kişi.
Yelken kulübünün Ankara'daki bakanlık toplantısına 5 kişilik bir heyet göndermesi gerekiyor.
Ancak F.Bahçeliler ve G.Saraylılar anlaşamıyor. Taraflar kulübü en iyi kendilerinin temsil edeceğini iddia ediyor.
Ne olacak? Elbette seçim yapılarak 5 kişilik heyet belirlenecek.

***
Peki, seçim hangi ilkeye göre yapılacak?
O güne kadar böyle bir sorunla karşılaşmamış olan üyeler, dernek tüzüğünü raftan indirip bakıyorlar.
Ve karşılarına şöyle bir madde çıkıyor: "Kulübü temsil edecek heyetin seçiminde, her üye için ayrı ayrı oylama yapılır."
Bunun üzerine, 60'a 40 azınlıkta olan G.Saraylıların yüzü asılıyor.
Niye? Çünkü onlar kulüp Ankara'da kendilerince temsil edilsin istiyor.
Ancak bunun mümkün olmadığını da görüyorlar, çünkü F.Bahçeli üyeler çoğunlukta.
Dolayısıyla 5 kişilik heyette; 2 G.Saraylı ve 3 F.Bahçeli olmasına razılar.
Ancak tüzük G.Saraylıların aleyhine çalışıyor: "Her üye için ayrı ayrı oylama yapılır" maddesi, çoğunluktaki gruba büyük bir hâkimiyet getiriyor.
Sonuçta G.Saraylıların korktuğu başlarına geliyor: F.Bahçeliler sayısal fazlalıklarını kullanarak, beş seçimde de kendi arkadaşlarını heyete seçiyor.
Dolayısıyla yelken kulübünü temsil edecek olan 5 üyenin 5'i de F.Bahçelilerden oluşuyor.

***
Bu hayali örneği niye verdim?
Bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanı, Yargıtay'ın ve Danıştay'ın kendisine sunduğu adaylardan birini seçip Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na atıyor.
Mekanizmayı bilmeyenler, o üyelerin Köşk tarafından "tercih edildiğini" sanıyor.
Halbuki öyle değil.
Yargıtay ve Danıştay genel kurulları o üyeleri seçerken "teker teker oylama" yapıyor.
Yani mekanizma aynı yukarıdaki yelken kulübü örneğinde olduğu gibi çalışıyor.
Çoğunluğa sahip olan zihniyet, önce kendine uygun bir aday seçiyor. Sonra aynı işlem tekrarlanıyor.
Sonuçta Cumhurbaşkanı'nın önüne giden liste, sadece ve sadece hâkim zihniyetin üyelerinden oluşuyor.

***
Peki, Yargıtay ve Danıştay'daki hâkim zihniyet hangisi? Haberlerden, demeçlerden ve bildirilerinden anlıyoruz ki oralarda, benim kısaca '6 Okçu' dediğim zihniyet hâkim.
Buna karşılık, (tabii hâlâ kalabildiyse) "demokrat, liberal, solcu" üyeler azınlıkta...
Onlar bir türlü Cumhurbaşkanının önüne giden listede yer alamıyor.
"6 Okçular" durumdan memnun: Çünkü HSYK'ye "6 Okçu" arkadaşlarını gönderiyorlar... Sonra HSYK'ye atananlar, Yargıtay ve Danıştay'ın yeni üyelerini belirlerken, tabii ki yine "6 Okçuları" tercih ediyor.
Ama şimdi yeni Anayasa önerisi diyor ki: Böyle bir seçim mekanizması olmaz. Çünkü sistem çoğulcu değil, çoğunlukçu.
O halde, "Kurul üyeliği için her hâkim ve savcı, ancak bir aday için oy kullanacaktır." (Madde 159)
Yani olayı yelken kulübüne uyarlarsak: Anayasa önerisi, "Kulübü, 5 F.Bahçeli değil; 3 F.Bahçeli ve 2 G.Saraylıdan oluşan bir heyet temsil etsin" demekte.
Tabii "sen beni seç, ben seni seçeyim" sistemine alışmış olan "6 Okçular" da bu öneriye karşı yaygara koparıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA