Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

'Ve' kelimesi cümle başında kullanılır mı?

Geçenlerde okuması çok zevkli bir İngilizce kitap aldım: The Story of English in 100 Words (100 Kelimede İngilizcenin Öyküsü). Yazan David Crystal...
İngiltere'nin ünlü dilbilimcilerinden olan David Crystal'ın eğlenceli otobiyografisinden daha önce bahsetmiştim. ("Dünyanın En Komik Siparişi", 8 Ağustos 2009).
Crystal bu kez deneme tadındaki 100 kısa incelemeyle, İngilizcenin ve İngiltere'nin tarihini anlatıyor. (Darısı Türkçenin başına!)
Kitabı okurken ilginç bir bilgiye rastladım: 19'uncu yüzyılda öğretmenler, büyük bir kampanya düzenleyerek "Ve", "Fakat" gibi bağlaçların, cümlenin başında, yani ilk kelime olarak kullanılmasına karşı çıkmış.
Öğrencilere sert davranmış öğretmenler. O tür bağlaçların cümle başında kullanılmasını yasak ve cezalarla engellemeye çalışmışlar.
"Bunun sonucunda..." diyor David Crystal, "birçok kuşak ve'nin, fakat'ın asla cümle başında kullanılmaması gerektiğine inanarak yetişti" diyor.

Bizde de aynı kaygı var

Benim öğretmenlerim de "Ve bağlacı cümle başında kullanılmaz çünkü onun işlevi iki cümleciği birleştirmektir" demişti.
Lise yıllarına kadar böyle gitti. Sonra Nazım Hikmet şiiriyle tanıştık. O şiirlerden biri, Türkçe öğretmenlerimize olan güvenimizin çizilmesine yol açtı
Küba Devrimi'ni anlattığı 'Havana Röportajı' adlı şiirin bir bölümünde şöyle diyordu Nazım Hikmet:
"... yıktılar Batista'yı 959'un ocağında
ve 50 binlik orduyu
ve şekerkamışı milyonerlerini
yerlisini de Yankisini de
ve tütün ve kahve milyonerlerinin
yerlisini de Yankisini de
ve kışlaları ve önlerinde cesetler çürüyen karakolları
ve eroin toptancılarını ve kumarhaneleri
ve Birleşik Amerika Devletleri hava, deniz ve kara kuvvetlerini
ve Birleşik Amerika Devletleri dolarını
ve Küba'nın havasında ağır çiçek kokularına karışık leş kokusu dağıldı
yani Birleşik Amerika Devletleri kokusu"
Bu şiirde 've' bağlacının kullanım biçimi, ağır çiçek kokusu gibi başımızı döndürmüştü. Demek 've' cümle başına da gelebiliyordu. Yeter ki yazarın derdini ifade etsin ve de okuru gönlünü çelsin...
Acaba şimdi nasıl öğretiliyor?

Kürtçe, Türkçede niye yok?

David Crystal'ın kitabındaki "Brock" (Porsuk) maddesinde de Türkçeyi hatırlatan bir saptama okudum.
İngiltere İngilizcesi de başka dillerden (Fransızca, Almanca, İspanyolca, İsveççe, vb.) birçok kelime almış. Bunlar zamanla İngilizceleşmiş.
Niye? Tabii ki Anglo-Saksonların diğer kavimlerle ilişkisi nedeniyle: Ticaret, savaş, evlilik...
Ancak uzmanların tam açıklayamadığı bir durum var: Nasıl oluyor da, onca ilişkiye rağmen, Keltçe'den (Celtic) İngilizceye pek az kelime girmiş?
Keltçe yer adları çokmuş ama... Gündelik İngilizcede kullanılan Keltçe kelimeler 20'yi, 30'u geçmezmiş.
Bunun bizle ne alakası mı var? Türklerle Kürtler yüzyıllardır birlikte yaşamalarına rağmen gündelik Türkçede kullanılan Kürtçe kelime pek az.
Bir ara Türk Dil Kurumu tek örnek vermişti: "Artık ne olursa olsun", "Ya batarım ya çıkarım", "ya hep ya hiç" anlamında, "Ya herrü ya merrü" deyimi... (Sonra "Kürtçe" ibaresini kaldırdılar.)
Dildeki bu ilişkisizlik niye acaba?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA