Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Darbecilere akıl öğretiyorum

Aziz Nesin'in muhteşem bir öyküsü vardır...
Küçük ve geri kalmış bir ülkede (hayır efendim, Türkiye'yle hiçbir alakası yok) generaller bir darbe planı yaparlar.
Kimin nereyi ele geçireceği inceden inceye kararlaştırılır ve görüş birliği sağlanır.
Radyoevini kim teslim alacaktır (o zamanlar radyoyu ele geçirmek başarı sağlamak için yeterliydi), elektrik santralına kim el koyacaktır, meclisi kim kapatacaktır, politikacıları kim tutuklayacaktır, hepsi bellidir.
Tartışma ve uyuşmazlık "kız lisesinin yatakhanesini" kimin işgal edeceği konusunda çıkar!
Cuntada genç ve yakışıklı subaylar da vardır ama yaşlı bir amca "ille bana bırakın" diye tutturur.
Metni önümde yok, tam hatırlamıyorum, okuyalı da elli yıl oluyor, sonunda galiba bu yatakhane meselesinden çıkan anlaşmazlık yüzünden darbe suya düşer...
Milli birlik ve beraberliğe her zamandan fazla ihtiyaç duyduğumuz şu dönemde, benzer durumların yaşanmaması amacıyla ve de dört darbe yaşamış, sayısız darbe girişimine de tanık olmuş bir vatandaş sıfatıyla, muhtemel ve muhayyel darbecilere bazı öğütler vermek isterim.
Bir kere, merhum Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın Cumhuriyet gazetesinin birinci sayfasında yayınlanmış olan mükemmel bir manzumesinde önerdiği şekilde, "döviz kullanan yurttan atılmalıdır"... Bu yurt elbette talebe yurdu değil, öz bürokrasimizin öz yurdudur.
Kredi kartı denilen kökü dışarıda emperyalist oyununa son verilmeli, bütün kredi kartları derhal "etkisiz hale" getirilmelidir. Bankaların bundan doğacak zarar ve ziyanlarını önlemek için bankalara el koymak sağlıklı bir çözüm olacaktır.
Yurtdışına çıkışlar eskiden olduğu gibi "yılda bir kere" ile sınırlandırılmalı, ona bile cüret edenlere "dövizlerimiz çarçur oluyor, sen vatan hainisin" şeklinde manevi baskı yapılmalıdır.
"Çikita muz" ya da "kivi" gibi milli bünyemize aykırı meyveler denize dökülecek, yemeye kalkanlar kusturulacaktır.
Yabancı uçakların havaalanlarımıza inip kalkarak pis tekerlekleriyle onları kirletmelerine karşı en etkili çözüm, bütün yabancı havayollarının bütün biletlerini satın alarak bu uçakları "kullanılmaz duruma getirmek" şeklinde düşünülebilir...
Yahudiler zorla sünnet... ettirilemeyeceklerdir, çünkü zaten sünnetlidirler. Tüh be... Maamaafih, Kürtler tehcir edilecekler, örneğin Suriye ve Lübnan'a gönderileceklerdir. Ermeniler'in sabun mu yoksa tuvalet kâğıdı mı yapılacakları konusu, "sivil hükümete" bırakılacak teknik bir ayrıntıdır. Her işe de biz mi koşacağız?
"1923 yılı şartlarına" derhal geri dönülecek, Halife geri getirilip, bir yıl sonra sınır dışı edilmek üzere Dolmabahçe Sarayı'na yerleştirilecektir.
Döviz ihtiyacı ortadan kaldırılamayacağından, Merkez Bankası ve Darphane'nin "yeşil kâğıt" basma çalışmaları hemen devreye sokulacak, bu nedenle İncirlik üssünden kalkacak Amerikan uçaklarının Ankara'yı bombalamalarından da "yandaş gazeteciler" sorumlu tutulacaklardır.
Herkesin her gün dişlerini fırçalaması, tıraş olması, ayakkabılarını boyatması, "Frenk gömleği" giymesi ve boyunbağı takması sağlanacaktır.
Günümüzde şapka moda olmasa bile herkes şapka giyecek, böylece muasır medeniyete de titreyip kendine dönme fırsatı verilecektir.
Nüfusumuz en kıymetli hazinemiz olduğundan, ileride Orta Asya'ya sarkmak üzere "eleman" da gerekeceğinden, evde kalmış kızlara münasip birer koca bulma çalışmaları da "sür'atle tahakkuk ettirilecektir"...
Arz ederim. Bilgilerinize...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA