Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Geç oldu güç de olacak

Yirmi gazete biraraya gelip tam sayfalık bir bildiri yayınladı. Bu gazetelerden bazıları aynı patronun malı olduğuna göre, toparlayalım ve kimisi muhalif kimisi muvafık "on yayın grubu" diyelim.
Bildiriciler arasında hükümete "edepsiz muhalefet" etmeyi ilke edinmiş bazı yaygaracı yayın organlarının bulunmamaları da dikkat çekmedi değil...
Dikkat çekmesi için "sarısiyah" yayınlanan bu bildiri, "arakçılık" yapan Internet sitelerini topa tuttu.
Yazılı basın -nihayet!- sanal hırsızlığın farkına varmayı başarmıştı...
Oysa biz yıllarca davul çaldık. "Bana göre hava hoş, yazım daha çok okunmuş oluyor, yazıyı gazeteye teslim ettikten sonra mülkiyeti benden çıktığına göre benim değil sizin malınızı çalıyorlar" dedik. Kimse aldırmadı.
RTÜK konusunda da böyle olmamış mıydı? Mesut Yılmaz, beğenmediği televizyon kanallarının sesini kısmak için bir "televizyon denetimi" tasarısı hazırladığında, "denetim olsun ama politikacıların eline verilmesin, bu üst kurulda psikologlar, pedagoglar, iletişim uzmanları yer alsınlar" demiştik, başta benimki olmak üzere hiçbir televizyon patronu kılını bile kıpırdatmamıştı... Bize duyduğu gıcık yüzünden tasarıya hararetle destek veren CHP de, RTÜK kuruluna sokulmayarak hakettiği kazığı yemişti hani, bilmem hatırlar mısınız?
İmdi, bu bildiri amacına ulaşacak, basılı yayın grupları Internet sitelerini "zapt-ü rapt" altına alabilecekler midir?
Hiç sanmıyorum.
Bildiri yayınlandıktan sonra sitelere bakıyorum, eski hamam eski tas.
Çünkü, "haber iktibas etmenin" yaptırımı yok.
Fotoğraf, karikatür, grafik ve köşe yazısı çalmanın da çok basit bir "hile-i şeriyesi" var: Kaynak gösterip lafı bitirmek.
Bugüne kadar sanki böyle yapmıyorlardı da!
Adam tutuyor "en çok okunan yazarlar" listesi yapıyor, yayınlandığı gazeteyi de belirterek alıyor yazıyı olduğu gibi koyuyor sitesine... Nasıl engelleyeceksiniz bunu?
Tabii bu arada kendi arkadaşlarını ara sıra listenin başlarına yerleştirmeyi de ihmal etmiyorlar ama buna ancak döndürülen hergeleliği bilen profesyonel medyacılar bir taraflarıyla gülüyorlar...
"Kaynak göstererek dahi kullanamayacaklardır" denilmiş bildiride... Üç gündür kullanıyorlar işte! Umurlarında değil!
Açık konuşalım mı? Gazeteler bu "Internet sitesi açma" işine başlangıçta pek bir hevesle girdiler. Henüz kanun çıkmamış, bütün ticari işyerleri gibi onlar da site kurmaya mecbur tutulmamışlardı ama bu misli görülmemiş bir teknolojik yenilikti ve geri kalınmamalıydı...
Hesapça, yurt dışında yaşayan okurlara da böylece ulaşılmış olacaktı...
Kazın ayağının hiç de öyle olmadığı, yurt içinde yaşayan ama elini cebine atıp elli kuruş çıkarmayan on binlerce beleşçinin de bulunacağı, sonradan görüldü. Gazete, kendi satışını kendi eliyle kırıyordu...
Siteye de reklam alarak zararı bir ölçüde karşıladılar ama bu sefer de onları "kes yapıştır" yönteminin kolaylığını kullanan birtakım korsanlar bekliyordu!...
Şimdi ne yapacaklar? Her siteye, her rakip televizyon kanalına her gün üstüste ve ayrı ayrı yüzlerce dava mı açacaklar? Muhalifi muvafıkı, kendi aralarında ortak bir hukuk bürosu mu oluşturacaklar, yoksa avukatlarından bir koordinasyon kurulu mu?
Onlar bir yandan bunu düşünsünler, siteciler de, "gazeteler ortadan kalkacak" diye atıp tutarken, "gazete gibi" yayın yapabilmeleri için şart olan yatırım sermayesini, yani milyonlarca lirayı nereden bulacaklarını!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA