Muhalefet deyip geçmeyiniz, hepsini aynı kefeye de koymayınız, aralarında "nüans farkları" var... Örneğin Kılıçdaroğlu, olup biten müthiş gelişmeler karşısında sus pus kalmasını "zamanı gelince konuşacağım" diyerek geçiştirmeye çalışırken, Bahçeli "zamanı gelince göreceksiniz" şeklinde bir çeşitleme yaptı.
Biri konuşuyor biri açıp gösteriyor. Acaba Bahçeli ne gösterecek?
Bursa'da bir miting düzenledi.
Bu mitingde yaptığı konuşmada, "Bursa'nın dağ gibi birikmiş sorunları" varken hükümeti PKK ile anlaşmakla suçladı. (O dağ gibi sorunların neler olduğunu merak ettik. Sorunlarınız var da niçin söylemiyorsunuz muhterem Bursalılar, niçin çamaşır gibi biriktiriyorsunuz?)
Bu mitingde, parti militanları "vur de vuralım, öl de ölelim" şeklinde bir slogan atmışlar.
Bahçeli de kendilerine "onun da zamanı gelecek" diye cevap vermiş. Ölmek için acele etmemeleri gerekirmiş, ne zaman öleceklerini ayrıca açıklayacakmış.
Daha önce de "Kandil'i yakarız, İmralı'yı yıkarız" gibilerden birşeyler söylemişti.
Biz de "on iki yıl önce hükümetteydiniz, o zaman niçin yakıp yıkmadınız" diye soruyoruz da parti militanı olmadığımız için reaksiyon alamıyoruz hani...
"Tatbik mevkiinde" yakıp yıkmak zor da muhalefette kolay demek ki. Oturduğu yerden herkes Apo'yu asıyor da ipin bir ucundan tutan hiç görülmedi.
Sayın Bahçeli, "herkes bilsin ki yeri ve zamanı geldiğinde ne yapacağımız ve neyi göze alacağımız mutlaka görülecektir" demiş.
Neyi göze alacaklarını merak ediyoruz.
Acaba sınırdan çıkacak PKK militanlarına mı saldırıp "etkisiz hale" getirecekler? O arada birkaç akil adamı da "tantuna" mı getirecekler?
Yoksa daha "kapsamlı" birşeyler mi düşünüyorlar?
İmralı adasına komando botlarıyla çıkarma yapıp Apo'yu Usame misali vurmak falan gibi... (Sonradan filmini de yaparlar. Kenan İmirzalıoğlu kardeşimiz oynasın.)
Meclisi basıp BDP milletvekillerini Ali Şükrü Bey misali temize mi havale edecekler?
İyi ama bütün bunlar için ülkenin polisi ve jandarmasıyla sıcak çatışmaya girmek şart... Bunun içinde de vurmak da var, vurulmak da. Yani, "öl de ölelim" özdeyişi hayata geçer.
"Göze alacaklarını" söyledikleri şey, silahlı ayaklanmadır. Hani tıpkı PKK'nın yapmış olduğu gibi!
Bu da MHP'nin kapatılmasına kadar gider, Bahçeli'ye de Silivri yolu gözükür.
Belki de, Atatürk'e "atfedilen" Bursa Nutku'nda belirtildiği üzere "bu devletin polisi vardır, jandarması vardır demeyecekler", taş ve sopayla saldıracaklardır. Ama o zaman da ateşli silahlar karşısında sonuç alamazlar.
Sayın Bahçeli'nin amacı iç savaş çıkarmaksa, bu bizim için yeni bir film sayılmaz, otuz yıldır seyrediyoruz.
Kürt iç savaş çıkarınca kızıyoruz da Türk çıkarınca mı makbul sayılıyor?
Varsa bizim bilemediğimiz daha başka bir numara, hangi sinemada vizyona girecekse söylesinler de kaçırmayalım.
