Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

CHP ile başa çıkamıyordu!

Başa çıkamayan kim? Atatürk! Yani, "Tayyip'in yaptığı trene binmem, tünele girmem" diyenler hemen sevinmesinler, başa çıkamayan Tayyip değil. O rahat rahat başa çıkmıştır.
Atatürk'ün "CHP ile başa çıkamadığını" söyleyen kişi, Profesör Kemal Karpat. Ünlü tarihçi.
Muhalif gazetelerden biri cumhuriyet bayramında Kemal Karpat'ı tam sayfa konuşturup bol bol "hükümete saydırtmak" istemiş ama istediğini pek elde edememiş. Çünkü Karpat, beklenmedik birtakım "ters" laflar etmiş...
Öğrenmemekte ısrar edenlere, "altı okun" CHP tüzüğüne ancak 1931 kurultayında girdiğini tekrar hatırlatıyor. "Altı okun bugün için geçerliliği kalmadı" diye de ekliyor.
Hani şu Mustafa Sarıgül, "partinin başına geçince altı oku kaldıracağım" dese vallahi daha çok oy toplayacak...
Profesör Karpat, Atatürk'ün 1930 yılında "CHP'yi frenlemek istediğini" de söylüyor.
Çünkü halkın, adı şaka gibi "halk" konulmuş partiye karşı olduğunu görecek, memlekette derin bir hoşnutsuzluk havasının estiğini hissedecek kadar da büyük bir önderdi.
Yirmili yılların sonları, otuzlu yılların başlarında bir zümre, bir "klik" önce partiyi ele geçirdi, sonra da ülkeyi: "İsmetçiler"... Atatürk'ü de kıskıvrak sardılar. Otuzlu yıllarda Atatürk'ün nasıl yalnız ve mutsuz olduğunu herkes bilir.
Parti ve ülke, Mussolini hayranı "sert bürokratların" eline geçmişti. Bunlar, Hitler'in de iktidara gelmesiyle çok rahatlamışlardı. Atatürk'ün bir denge sağlamak için kurdurduğu Serbest Fırka'yı hemen birkaç ay içinde boğmakla işe başladılar. Tabii bütün dünyayı saran ekonomik kriz de onların devletçi zart zurt politikalarına çok yardımcı oldu.
Eğer iktidar değişimi gerçekleştirilebilse ve örneğin Fethi Bey yönetimindeki Serbest Fırka 1931 seçimlerinde görevi devralmış olsa, Türkiye'nin yakın tarihi çok farklı olurdu...
Fakat Atatürk "CHP ile başa çıkamadı", Kemal Karpat'ın deyimiyle.
Bunda kendi hatalarının da çok büyük payı vardır.
Keçi gibi iddia ederim: Atatürk tarafsız ve "partilerüstü" kalmalıydı! İlk yanlışı orada yapmıştır.
Halk Fethi Bey'e destek verecek, İsmet ve "şürekâsı" tasfiye olacak, Türkiye o memur boyunduruğuna girmeyecekti... Ama bizzat kendisi en büyük bürokrat olan Atatürk bunu nasıl yapacaktı? Seçtiği yolun temel çelişkiler üzerine kurulu bir çıkmaz olduğunu gördü, tadı kaçtı, son yıllarında sofrasının doruk yalnızlığına çekildi.
Hani, Lenin'in, kurduğu kaskatı sistemin eninde sonunda Stalin gibi bir canavarın eline geçecek olmasını, son günlerinde acı acı anladığı gibi... Stalin pervasızlığı ve küstahlığı Lenin'in eşi Nadiejda Krupskaya'ya telefonda küfür etmeye kadar vardırınca Lenin'de şafak attı ama iş işten geçmişti...
Yok, İsmet Paşa kimseye "Dolmabahçe'den kadınları dikizliyorsun" demedi tabii, beyefendi adamdı, o kadar yerlere düşmedi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA