Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Bayanı azdırırlar, yiğidi sızdırırlar

Bankalar tarafından kazıklanmaktan bıktım. Kendi hesabına para yatırıyorsun, on lira yirmi lira gözüne ne kestirdiyse haraç alıyor.
Havale falan değil, kendi şubenden kendi hesabına yatırıyorsun! Ceza ödüyorsun sanki.
"Kendi paranla rezil olmak" deyimine en güzel örnek.
ATM'den hesap durumuna bakıyorsun, elli kuruş "enayi vergisi" kesiyor.
Şimdi başka bir soygun türü daha buldular:
Cep telefonuna, sen hiç sormadığın halde "kredi kartınızın ödeme gününe şu kadar kaldı" diye bir mesaj gönderiyorlar, şakırt bilmemkaç lira uyarı parası!
Emekli maaşını çekeceksin, makine on liranın altını vermiyor. Dokuz lira doksan dokuz kuruşun kalıyor, zorunlu tasarruf ve de bankaya açıktan milyonlarca lira "mecburi mevduat"...
Finans-kapital halkı soyuyor.
İyi de, buna bir dur demeyi gene "sağcı" hükümet düşünüyor.
Solcu geçinen hiçbir babayiğitten "bu ne rezalet" diye bir cümle duymadık!
Cebimizden paramız çalınıyor, yaşamımıza müdahale ediliyor, Taksim çocukları alo?
Siz Haydarpaşa Garı'nızı istiyorsunuz, ben çalınan paramı istiyorum hemşerim!
Bir sömürü biçimi daha: Cep telefonumu artık açmamaya başladım. Çünkü vara yoğa, yerli yersiz yağmur gibi yağan "meşazlarınızdan" da bıktım.
Gönderdiklerinize "mesaj" değil ancak "meşaz" denir.
Bilmemne konfeksiyonun indirim günlerinden bilmemne turizmin gezisine, beni hiç ilgilendirmeyen parlak teklifler artık kabak tadı verdi.
Burada da bankalar insanı bıktırmanın doruklarına çıkıyorlar: Telefonun başına oturttukları yarım akıllı bir kızcağız, robot gibi hep aynı ruhsuz ses tonuyla bize falanca bankanın kredi avantajlarını anlatıyor. (Havaalanındaki "deli karı" gibi hani, Türk... Hava... Yolları... Dört... İki...
Bir... Numaralı kapıdan...)
"Size servet yönetimi hakkında bilgi vermek istiyorum" dedi birisi, "servetim yok ki yönetimini öğreneyim, olunca ben sizi ararım" dedim.
IQ epeyce düşük olduğu için ne diyeceğini bilemedi, "görüşmeyi sonlandırıyorum" dedi kapattı.
Bitirmek değil, sonlandırmak. Penaltı atıldı değil, penaltı gerçekleştirildi.
Televizyon oğlanlarının özenti dili...
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, şimdi başımıza bir de "bayan azdırıcılar" çıktı.
Eskiden ev davetlerinde kızların gazozuna atarlardı, şimdi cep telefonuna reklamını atıyorlar.
"Altı kapsül istek arttırıcı, bir adet bayan damlası, bir adet geciktirici spreyden oluşan cinsel setimiz 219 TL yerine kargo dahil sadece 29 TL..."
Hele bir de "daha önce siparişte bulunmanız nedeniyle" yazıyorlarmış, evde hır çıkıyormuş: "Gözü körolasıca herif, benden habersiz nerelerde geziyorsun, bu zıkkımlardan ne zaman aldın da kullandın?"
Bu mesaj rezilliğine belki "gerek yok, bizim hanım yeterince azgın zaten" diye cevap verecekler çıkacaktır...
Fakat en güzel cevap, herhalde, "yardımınıza ihtiyacım yok, çok şükür gücüm kuvvetim yerinde, gerektiği zaman ben kendim azdırırım" şeklinde olacaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA