Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Seni borazan seni!

Avrupa ülkelerinin büyükelçilerinin bana yönlendirdikleri ziyaretçilerin ağzından kaç kere aynı cümleyi duydum: "İnanılmaz! Bu ülkenin bu kadar modern olduğunu bilmiyordum!"
Batı Avrupa'dan gelen birisinin dikkatini ilk çeken, büyük kentlerdeki hizmetlerin olağanüstü kalitesi oluyor.
İçme suyu mu lazım? Bir telefon, suyunuz 20 dakikada geliyor! (20 lit- relik pompalı damacanayla birlikte.)
Tesisatçıya ya da elektrikçiye mi ihtiyacınız var? En fazla iki saat içinde sizde olur.
Nakit para mı gerekiyor? Hemen hemen her yerde ATM makineleri var. Tüm bankaların makineleri yanyana dizilmiş bekliyor.
Ankara'da hesabımın bulunduğu bankanın Internet şubesi, Brüksel'deki bankamınkinden çok daha hızlı ve pratik.
Akşam geç saatte, haftanın yedi günü saç kestirmek, ayakkabı satın almak. Her şey mümkün ve hiç beklemeden.
Beş yılda pek çok yerde otoyol ağlarının beliriverdiğini gördüm.
Yerden havaalanları fışkırdı.
Onlarca kente doğalgaz bağlandı, hızlı tren hattı tamamlanacak.
THY Genel Müdürü gururla, tüm havayolu şirketleri içinde kendi şirketinin "en fazla ülkeye uçan" havayolu haline geldiğini söylüyor: "Tam olarak 80 ülke, 203 nokta ve günde ortalama bin sefer!"
İç uçuşlarda bir başka ağ kurmuş, tarife politikası "otobüslerle rekabet etmek"...
Paranın gücü artık toplumsal aidiyetlere bağlı değil, "yeni para" adeta kimilerinin eski toplumsal hiyerarşi karşısındaki rövanşı gibi ortaya çıkıyor, kendini sergiliyor, caka satıyor...
Ve elbette, Orta Anadolu'dan gelen yeni para, muhafazakâr iktidarı destekliyor. Oturduğum binada aynı aşiretten 3 ailenin 8 lüks aracını parkettiği garajda bunun bir örneğini görüyorum.
Bu yeni zenginlerin gösterişinin sınırı yok. Anadolu Kaplanları'ndan birinin şoförü, benimkine "patronunun Porsche 911'den ayrıldığını" anlatıyor. Aslında arabayı yeğenine verdiğini öğreniyoruz sonradan. Şoförüm soruyor: "Krizin etkisi mi?"
"Hayır, bir Aston Martin aldı."
Kayseri'de tanıştığım mobilya ve yatak imal eden büyük bir grubun sahibi havalimanında bir hangar yaptırmış. İçinde iki şirketin uçağını barındırıyor.
İşte yeni bir "kast" doğuyor.

***

Bu satırları ben yazmadım. Beş yıl süreyle Türkiye'de bulunmuş olan eski AB Büyükelçisi Marc Pierini yazmış, "Türkiye Nereye Gidiyor?" adlı kitabında.
Jack Nicholson, pardon, Güneri Cıvaoğlu zikretmiş, ben de ondan aldım. Kendisi bir muhalif gazete yazarıdır.
Ay şimdi çok merak ediyorum, ay vallahi meraktan çatlayacağım, ay bir türlü bilemiyorum, seçimi kim kazanır acaba?
Ne olacak bu memleketin hali canım?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA