Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Başarı...

Şimdi modası geçti galiba!..
Bir zamanlar Aikido, Kung Fu, Karate, Tai Chi gibi "Uzakdoğu Dövüş Sanatları" hem spor olsun diye, hem de manevi bir disiplin kazanmak için yapılırdı.
Ya da öyle olduğuna inanırdık!
Eski zaman...
Kimseyle kavgası gürültüsü olmayan bir arkadaşım vardı. Ömrünü birtakım apartmanların bodrum katlarındaki ter kokulu spor salonlarında geçirmişti. Hangi doğulu dövüş sporu varsa, hepsine bulaşmıştı.
Bir gün oturmuş çay içip sohbet ederken laf dönüp dolaşıp "zihin ile beden arasındaki uyum" ve "ustalıkla bilgelik arasındaki ilişki"ye geldi.
Hiç unutmuyorum; ekşi bir gülümsemeyle kulağıma eğilip "ne bilgeliği yahu!" demişti; "siyah kuşak denen bez parçasını belimden alsalar, kendimi çıplak hissederim!"
Bu sözler karşısında ilk hissettiğim şey apaçık hayal kırıklığıydı.

***

Çok sonra işin püf noktası kafama dank etmişti.
Beceriyi başarıya, ustalığı iktidara çevirirsen ve bütün olayı "spor" haline getirirsen...
Olacağı buydu!
Bu dünyada "başarı" diye bir şey varken ve her türlü ödül "başarılı olma" ya kilitlenmişken...
Kaç kişi "iç disiplin ve uyum" için yola çıkar?
Ama dünya hep böyle değildi!
Kültür tarihi ve antropolojik bilgiden uzak ama bir parça okumuş yazmış biri bile hisseder ki, insanlar binlerce yıl boyunca kazandılar, kaybettiler; çalıştılar çabaladılar.
Bir şeyde ustalık kazandılar ya da çıraklık aşamasında kaldılar.
Ama "başarmak" farklı...
İşte o modern bir kavram, modern bir deneyim ve modern bir bela!

***

Bütün bunlar nereden aklıma geldi, diye sorarsanız eğer...
Oturmuş pazar gününün gazetelerini okurken Yeni Şafak'ta Mutlu Tönbekici' yle yapılmış bir söyleşiye rastladım. (Pazar'ın "yıldızı" Mutlu'ydu! Çünkü kendi gazetesinin ekinde de "bir tesettür otelinde tatil" röportajı vardı. Bu kadar zor bir konuda incitmeden ve incelikle ne çok şey aktarmayı başarmıştı!)
O söyleşide şöyle diyordu Mutlu...
"Basında, dizilerde herkes mükemmel görünüyor. Oysa her başarının arkasında en az on başarısızlık var. Girdiğim ve kazanamadığım o kadar çok sınav var ki... Sonra razı oluyorsun, elindekini allayıp pulluyorsun. Bu başarı mıdır?"

***

Haklı Mutlu Tönbekici!
Hani her şeyi başarıyla ölçüp duruyorsak, ki öyle...
Onca allama pullamanın arkasında ne hayal kırıklıkları, ne başarısızlıklar var!
Peki kurtulabilir miyiz bu cendereden?
Zor görünüyor!
Çocuk yetiştirmek bile bir "başarı öyküsü" artık...
Medya ve popüler kültüre kalsa, işsizlik bile sosyal bir felaket olmaktan çok kişisel bir başarısızlık olarak değerlendirilmeye başlanacak!
Geçen gün işittim; genç bir kadın "âşık olmayı başaramıyorum!" diye yakınıyordu.
Galiba en doğrusu...
"La havle" çekip yazıyı burada noktalamak!

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA