Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Yetişkinlerin istediği gibi kutlanan çocuk bayramı!

23 Nisan güzel ve anlamlı bir bayram, kuşku yok!
Ama o gün geldiğinde çocukları girmeye zorladığımız hallere her bakışımda…
Dostoyevski'nin Budala'sının şu sözü gelir aklıma: "Elimde olsaydı eğer, bu gülünç koşullarda var olmayı kesinlikle kabul etmezdim."
Çocukları çok seviyoruz. Tamam!
Ama onlarla empati kurabiliyor muyuz acaba? Hiç sanmıyorum.
"Bu sizin bayramınız" diyoruz…
Fakat tören düzeni içinde her şeyi başından sonuna biz yetişkinler idare ediyoruz.
Nasıl çocuk bayramıysa artık!

***

Geçen Pazartesi sabahı…
Annelerinin ellerinden tutup okulda yapılacak törene götürdüğü çocuklar yanlarından geçen arabalara öyle bir ifadeyle bakıyorlardı ki, anlatması zor.
Arabaların arka koltuğuna kurulmuş "gezmeye" giden arkadaşlarıyla göz göze gelince suratlarının aldığı ifadeyi görmenizi isterdim.
Az sonra, asker gibi "rahat/hazır ol" komutlarıyla okul bahçesinde toplanacaklar, günün "mana ve ehemmiyetini" anlatan konuşmaları ve arkadaşlarının ciğerlerini paralayarak okudukları şiirimsi şeyleri dinlemek için uzun süre ayakta dikileceklerdi.
Sonra birdenbire ve garip biçimde popüler kültür şamatası törene hakim olacaktı. Mesela Sertab Erener ya da Hadise'nin bir şarkısı eşliğinde özel kıyafetler giymiş bir grup çocuk "yeteneksizsiniz" yarışmasına katılmış gibi danslar edecekti.
Neşeli mi olacaktı? Ne gezer!
Yine de bu sefer şanslıydı çocuklar. Çünkü en sıkıcı törenleri bile güzelleştirecek kadar ılık bir hava ve parlak bir güneş vardı.

***

Bir de siyasi ve mülki makam sahiplerinin koltuklarına çocukları oturtmaları geleneği var ki, artık son bulsa ne iyi olur!
Biliyorum, bu kez Başbakanlık'taki devir teslimde farklı bir şey oldu.
Başbakan koltuğunu devrettiği çocuğun iyi çalışılmış ezberini bozdu ve sahici bir iletişim kurdu. Tören havası yerini bir anda aile ortamına bıraktı.
Ancak gerçek şu ki…
Biz yetişkinlerin "ah ne cici, nasıl da zeki!" veya "bak şu kerataya!" şeklindeki tavrımızın ardında onların yetersizliklerini ve güçsüzlüklerini (yani çocukluklarını) inceden horlayan bir yan var.
Olay sembolik bir oyun olmaktan çıkıyor ve yetişkinlere özgü iktidar aygıtının doğrudan çocuklara güç gösterisi yaptığı bir sahneye dönüşüyor.
Uzun sözün kısası, 23 Nisan'ları çocuklarla kutlamanın resmi ve militer formdan uzak ve aynı zamanda yapmacıksız bir yolunu bulmalıyız!

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA